48 yıldır el emeğiyle çalışan Mırık, geçmişte ürettiği tarım aletleri sayesinde her yıl bir daire ya da arsa alabildiğini, ancak artık işlerin azaldığını ve çırak bulamadıklarını söylüyor. Zanaatkârlığın giderek yok olmasından üzüntü duyan usta, “Eskiden bu meslek geçim değil, kazanç kapısıydı. Şimdi kendimizi zor geçindiriyoruz” diyor.
1977’den Bu Yana Aynı Tezgâh Başında
Torna ustası İbrahim Mırık, 1977 yılından bu yana sanayide çalışıyor. Çocuk yaşta başladığı işte, römork, tırmık, karık sabanı, döner merdiven ve çatı üretimi yapan usta, bugün aynı atölyede hâlâ emeğini sürdürüyor. Mırık, “1977’den beri ustayım. Sanayide tornacı olarak yetiştim. 25 yıldır aynı çarşıdayım. Eskiden işlerimiz o kadar yoğundu ki, her yıl bir ev ya da arsa alabiliyorduk. Şimdi işler azaldı, masraflar arttı. Genç nesil bu işi öğrenmek istemiyor” sözleriyle zanaatın geldiği noktayı özetliyor.
Tarım Azaldı, Zanaat da Geriledi
Mırık’a göre, zanaatkârlığın gerilemesinin en büyük nedenlerinden biri tarımsal üretimdeki düşüş. Eskiden Samsun’un köylerinde tütün ve mısır üretiminin yoğun olduğunu belirten usta, “Tütün bitti, mısır azaldı. Köylüler artık üretim yerine arsalarını satıyor. Bizim yaptığımız tarım aletlerine de ihtiyaç kalmadı” diyor. Tarım malzemelerine olan talebin düşmesiyle birlikte, torna ve kaynak ustalarının işleri de ciddi biçimde azalmış durumda. “Eskiden sabahın ilk ışıklarıyla tezgâh başına geçerdik, sipariş yetiştiremezdik. Şimdi bazen bir hafta iş gelmediği oluyor,” diyen Mırık, zanaatin ekonomik sürdürülebilirliğini kaybettiğini dile getiriyor.
“Gençler Parayı Soruyor, Mesleği Değil”
Usta Mırık’ın en büyük sitemi, çırak bulamamak. Gençlerin el emeği mesleklere ilgisiz olduğunu vurgulayan Mırık, “Çırak almayı düşündüğümüzde, gençler önce ne kadar kazanacaklarını soruyor. Kimse mesleği sormuyor. Eskiden öğrenmek isteyen çoktu, şimdi kimse uğraşmak istemiyor” diye konuşuyor. Gelişen teknoloji ve sanayideki otomasyonun da gençlerin ilgisini farklı alanlara yönlendirdiğini belirten Mırık, “Zanaatkar yetiştirmeye gücümüz kalmadı. Hem ustalar yoruldu hem de yeni nesil sabırsız. Bu şartlarda torna işi birkaç yıl içinde tamamen bitebilir,” uyarısında bulunuyor.
Eskinin Bereketli Günleri Artık Geride
Geçmişte, torna ustalığı yalnızca geçim değil, yatırım kapısı olarak görülüyordu. Usta, “Eskiden işlerden kazandığımız parayla her yıl bir arsa ya da daire alırdık. Şimdi aldığımız para sadece dükkanın elektriğine, malzemeye ve çaya yetiyor,” diyerek aradaki farkı anlatıyor. Zanaatkarlar, artan maliyetler ve azalan işlerle birlikte çırak yetiştirme geleneğinin tamamen ortadan kalkmasından endişeli. Mırık, “Kaynakçılık belki birkaç yıl daha devam eder ama torna işi bitiyor. Artık ustadan çok, makine konuşuyor,” diyor.
Zanaatın Değeri Giderek Azalıyor
Türkiye genelinde tornacılık, demircilik ve kaynakçılık gibi zanaatlar, son yıllarda ciddi bir gerileme sürecine girdi. Çıraklık sistemi eskisi kadar yaygın değil, meslek liselerine olan ilgi de giderek azalıyor. Uzmanlar, bu mesleklerin tamamen yok olmaması için teşvik ve destek programlarının artırılması gerektiğini belirtiyor. “Meslek liselerinde atölye çalışmaları yeniden canlandırılmalı, gençlere üretim kültürü kazandırılmalı,” önerisi sık sık dile getiriliyor.




