Kayseri Deniz Postası - Aman bu söze dikkat!
26
Sal, Eyl
44 Yeni Haber

 

 

Gündem
Tipografi
  • Daha Küçük Küçük Orta Büyük Daha Büyük
  • Varsayılan Helvetica Segoe Georgia Times

Haber: Şeref KAHRAMAN / Kayseri Barosu avukatlarından Metin Polat, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin ülkemizde yaşanan bir boşanma davasında dikkat çekici bir karara imza attığını belirterek, “Yargıtay, boşanma davasında “Ben olmasaydım seni kimse almazdı” sözünü boşanma sebebi olarak gördü” dedi.

 

‘BEN OLMASAYDIM SENİ KİMSE ALMAZDI’ SÖZÜ BOŞANMA SEBEBİ

Yargıtay’ın kararlarının önemli tartışmalara konu olduğuna işaret eden Avukat Polat, “Burada ‘ben olmasaydım seni kimse almazdı’ sözünü boşanma gerekçesi olarak görmesi önemli” dedi.

Avukat Polat, boşanma kararının yerinde olduğuna dikkat çekerek, son günlerde eşlerin birçok farklı konulardan dolayı boşanabildiğini anımsattı. Bir eşin diğer eşi aşağılamasının, hor görmesinin bu noktada ele alınabileceğini söyleyen Polat, “Nitekim Yargıtay da bu kararında bu duruma açıkça değinmiştir. Bunun gibi aile içerisinde konuşulan bir çok konu ve sosyal paylaşım sitelerinde yazılan bir çok olay boşanma konusu yapılabilmektedir. Dolayısıyla eşler artık gerek aile içi konuşmalarında gerekse sosyal paylaşım sitelerindeki tavırlarına daha fazla dikkat etmelidir” diye konuştu.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin kararı şu şekilde: “Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalının evine bakmadığı ve evinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, davacıya tartışmalarında "... ben olmasaydım seni kimse almazdı" şeklinde sözler söyleyerek aşağıladığının anlaşılmıştır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.”