Yazının sonuna da ‘keşke bu adli yıl bu tür olayların hiçbiri yaşanmasa, gerçekten huzurlu bir adli yıl geçirsek’ diye eklemiştim…
Daha ilk gün sadece tek ağır ceza mahkemesinde 15 dava dosyası vardı…
Cinayeti, hırsızlığı, dolandırıcılığı ne istiyorsanız var…
Peki bu insanlar neden suç işliyor, neden adliye kapılarına ya da demir parmaklıklar ardına düşüyor…
Küçük bir örnekle anlatayım…
Duruşma salonundan içeri girdim, bir davanın da tam üzerine…
Konu: Yağma, gasp…
Tutuklu sanık, sandalyede oturuyor…
Mağdur kadın ayakta başından geçenleri anlatıyor… Hemen not almaya başladım. Eşi ile boşanmış, eşinden tazminat almış 25 bin TL…
Döviz bürosuna girmiş, oradan çıkıp bankaya yatırmış…
Tabii sanık da mağdur kadının peşinde… Kadının evine kadar takip etmiş, kadın içeri girince 5-6 dakika sonra kapı çalmış, ‘doğalgazcı’ demiş sanık, kapıyı açar açmaz, maskeli bir şahıs üzerine atlıyor, ellerini bağlayıp darp ediyor, altınları, paraları istiyor ama hiçbir şey yok… Kadın titreye titreye, o anları yeniden yaşayarak anlatıyor…
Daha sonra sanığın kadın avukatı söz aldı ve az önce söylediğim ‘bu insanlar neden suç işliyor, neden adliye kapılarına ya da demir parmaklıklar ardına düşüyor?’ sorusunun cevabını verdi. Avukat, “Bu sanığı ben uzun süredir tanırım, kişiliğini, karakterini bilirim. Eşi ile çok sorunları vardı, icralık olacak kadar borca battı. Biz de bu vesile ile tanıştık, eşi ile boşanma davası açmak için vekili olmuştum. Sanığın bu yaptıklarını duyunca şok oldum ama onu bu duruma getiren olaylar var. Çocukları okula yazılacak, maddi imkansızlıktan yazılamıyor, eşi ile boşanıyor, iş bulamıyor, parasızlık canına öyle tak etmiş ki, bunu yapıp yapmamak da kendi içerisinde çok savaşıyor, kendisi ile çok mücadele ediyor ve sonunda bu suçu işliyor.”
Tabi ki bu avukatların sözleri ile sanığı ya da yaptığı o korkunç şeyi savunmuyorum. Siz çaresizsiniz, mağdursunuz ve başka bir masum insanı mağdur ediyorsunuz ya da o yaşlı kadına unutamayacağı bir acı yaşatıyorsunuz…
Bu suç cezasız kalmamalı ancak toplumumuzun geldiği son noktayı görebilmek adına bu dava çok önem teşkil ediyor…
Sonra bir cinayet davası başlıyor… İki kişi arasında yonca verip vermeme konusunda çıkan tartışma kavgaya dönüşüyor, kavga sırasında yaşlı bir kişi kalp krizi yüzünden vefat ediyor. O kavga ettiği kişinin ağabeyi, tontiş mi tontiş, barış sevdalısı bir dernek başkanı olan adam kalp krizinden ölen adamın ailesine taziyeye gidiyor. Taziyeye giden dernek başkanını, ölen adamın yeğeni 15 kurşunla öldürüyor… Düşünün, hiçbir suçu olmayan adam, sadece barışmak için ve baş sağlığı dilemek için gittiği taziye yerinde kurşun yağmuruna tutuluyor. Sanığın akıl sağlığı raporu geldi, sanık sağlam çıktı. Onun da önümüzdeki günlerdekarar verilecek.
Sadece sizlere toplum ruh ve sağlığı ile ilgili küçük ama önemli iki örnek verdim.
Allah bu milletin yardımcısı olsun…