Sizler de haklısınız. Tecavüzler, cinayetler, kavgalar, kazalar, hırsızlıklar, cinnetler, dehşetler ne ararsanız var Adliye’de… Kısaca onu anlatayım, çok etkilenmemek için duruşmalara girerken vicdanımı, duygularımı duruşma salonu kapısında bırakıp öyle giriyorum. O ortamda her şeye haber gözüyle bakıyorum. İlk hedefim kamuoyuna o haberi en etkili, hızlı ve doğru şekilde aktarmaktır.
O işi eksiksiz, hatasız yaptıktan sonrasına gelelim…
Tekrar vicdanımı, duygularımı aktif hale getiriyorum.
Her haberden sonra ciğerim parçalanıyor, yüreğim daralıyor…
Bugün de o günlerden birisiydi.
Biliyorsunuz 28 Mart 2018’de bir kaza olmuş, ambulans ile otomobil kafa kafaya çarpışmıştı. Üzüm ailesinden 7 kişi hayatını kaybetmişti, anne, baba, çoluk çocuk, görümce… Hepsi ölmüştü, korkutucu bir geceydi. Bu kazanın sebebinin de üçüncü bir araç olduğu tespit edilmiş, o aracın sahibi de yurt dışına kaçmıştı.
O konu ile ilgili açılan davanın ikinci celsesi görüldü. Firari sanık halen yakalanamadı. Acılı aile duruşma salonundaydı. Duruşmada şikayetçi ailenin avukatı sanık hakkında Türkiye içerisinde yakalama kararının genişletilmesi ve yurt dışı yakalama kararı çıkarılmasını talep etti. Mahkeme bu celse bu talebi reddetti ve duruşmayı erteledi.
Karar sonrası aileyi konuşturalım dedik, düşüncelerini öğrenmek istedik, yine soğukkanlılıkla röportajımızı yapıp haberimizi yazdık, şimdi o röportajı tekrar dinliyorum, bu köşeyi kaleme alırken vicdanım, ciğerim paramparça… O annenin üzerinden 318 gün geçmesine rağmen hala dün gibi yaşadığı acı, hıçkırıklarında gizliydi.
Konuşamıyor, sadece o katil yakalansın diyordu, zaten daha fazla konuşamayıp ağlayarak yürümeye başladı, Üzüm ailesi gençler ateş küpü, o zanlıya seslendiler, adalete teslim olması için…
Ben de o zanlıya birkaç kelam etmek istiyorum. Vicdanın da seninle kaçtı mı? Yoksa vicdanın halen o kaza yerinde, masum, hiçbir şeyden habersiz bu dünyadan göç eden trafik magandası kurbanı o ailenin cansız bedenlerinin yattığı yerde yatıyor mu?
Yaptığın hız ve attığın makaslar yüzünden Üzüm ailesinden önce 6 kişinin ölümüne sebep oldun. Ölenlerden bir kadının hamile olduğu söylendi. Sonra kız kardeşlerinin öldüğü haberi geldi. Anlayacağın 6 olan ölü sayısı cenin ile birlikte 8 oldu.
Acılı insanların neler yapacağını, nasıl bir yürek yangını içerisinde olduklarını çok iyi tahmin ediyoruz, o yüzden daha duyarlı davranmaya çalışıyoruz, onları da sakinleştirmeye çalışıyoruz.
Ancak, ey zengin oğlu zengin, ey para babası zanlı Adnan Özdemir…
7 kişinin ölümüne sebep olup, değil Gürcistan’a, seni kimsenin bulamayacağı dünyanın en ücra köşesine kaçsan, vicdanın seni hiçbir zaman yalnız bırakmayacak.
Nasıl ekmek yiyorsun, nasıl su içiyorsun, nasıl uyuyorsun? Çok merak ediyorum.
En büyük mahkeme insanın kendi vicdanıdır unutma.