TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, 'İsrail ile İran arasındaki savaşa evirilen çatışma ortamı, barışın ne denli kırılgan olduğunu ve bölgesel istikrarsızlığın tüm dünya için ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha göstermiştir.' dedi.
Bu kez bedel çok daha ağır olabilir
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, İran-İsrail savaşına ilişkin değerlendirmelerde bulunurken Akar, "İsrail ile İran arasındaki savaşa evirilen çatışma ortamı, barışın ne denli kırılgan olduğunu ve bölgesel istikrarsızlığın tüm dünya için ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha göstermiştir. Aynı zamanda şu gerçeği de hepimize hatırlatmaktadır: Dünya, hâlâ barış içinde değildir. Yıllar önce Irak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğu söylendi. Ancak bu iddiaların gerçek dışı olduğu ortaya çıktı. Bugün benzer söylemler, İran'ın nükleer kapasitesi hakkında yeniden dile getirilmektedir. Bu durum bizlere çok hayati bir soruyu sordurmalıdır: Tek taraflı 'hakikatler' veya manipüle edilmiş istihbaratlar üzerinden bir kez daha yanıltılma riskiyle mi karşı karşıyayız? Bu kez bedel çok daha ağır olabilir. Geçmişten ders almak zorundayız, onu tekrar etmek değil" diye konuştu.
bazı güçlü devletler hâlâ dünyanın uyuduğunu sanıyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözünü hatırlatan Akar, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın cesaretle dile getirdiği gibi: 'Dünya beşten büyüktür'. Bu söz, sadece politik bir söylem değildir. Aynı zamanda ahlaki bir duruştur. Bugün, her bireyin olup biteni görebildiği, duyabildiği ve anlayabildiği bir çağda, gerçek artık gizlenemez. Milletler uyanıyor. Ancak, küresel farkındalık artmış ve kamu vicdanı yükselmiş olsa da, bazı güçlü devletler hâlâ dünyanın uyuduğunu zannetmektedir. Bu durum kabul edilemez" şeklinde konuştu.
Akar, sözlerinin devamında" Uluslar, sınırlar ve toplumlar arasında sürekli iletişim ve iş birliği içinde olmalıyız. Ancak bu şekilde insan onurunun her yerde korunmasını sağlayabiliriz. Bu değerler doğrultusunda temennimiz şudur: Karadeniz, dünyanın en barışçıl bölgelerinden biri olsun. Türkiye olarak biz, bu ilkeden hiç sapmadık. Her zaman diyaloğu ve iş birliğini savunduk. Bunun açık bir örneği; Rusya–Ukrayna savaşının başında Montrö Sözleşmesi çerçevesinde Karadeniz'in militarize olmasını önlemek adına kararlılıkla harekete geçmiş olmamızdır.
Kısa süre sonra, taraflarla koordinasyon içinde insanlık adına çok önemli bir girişimi hayata geçirdik: Tahıl Koridoru Girişimi. Bu sayede 34 milyon tondan fazla tahıl, dünyanın dört bir yanına ulaştırıldı ve en kırılgan ülkelerin gıda güvenliği korundu. İş birliği bunu başarabilir. Bölgesel ve küresel ölçekte ihtiyacımız olan şey, hepimizin insan olduğunu hatırlamak ve uluslararası siyasetin merkezine adaleti yerleştirmektir. Bu, hem yerelde hem de küreselde medeniyetin temelidir. Hep birlikte, Karadeniz'in bir barış deniziolması için çabamızı sürdüreceğiz. Diyalogla, iş birliğiyle ve ortak insanlık anlayışıyla bu hedefe ulaşmak için çalışacağız" ifadelerini kullandı.