Sağlık

Anneye aşırı bağlılık sağlıksız davranışlara dönüşebilir!

“Anne kuzusu olmak güzeldir ama ipin ucu kaçarsa psikolojik bağımlılığın gölgesinde kaybolabilirsiniz!”

Abone Ol

Bir sabah uyanıyorsunuz... 30 yaşındasınız, kendi işiniz var, kendi eviniz var ama hâlâ sabahları anneniz sizi arayıp “Kahvaltı yaptın mı oğlum?” diye soruyor. Hatta bazen yetinmeyip eve gelip yumurtanızı bile pişiriyor. Kulağa şefkat dolu bir tablo gibi gelse de bu senaryo, bir bireyin sağlıklı psikolojik gelişimini baltalayacak kadar tehlikeli bir bağımlılığa işaret ediyor olabilir.

Uzman psikologlar uyarıyor: "Aşırı anne bağlılığı, zamanla kişinin kendi kimliğini bulmasını engelleyerek sağlıksız bireysel davranışlara dönüşebilir!" Özellikle çocukluk döneminde yoğun koruma ve ilgiyle büyütülen bireyler, yetişkin olduklarında hayatın zorluklarıyla başa çıkmakta güçlük çekebiliyor. Gelin bu durumu haberimizde daha yakından ele alalım.

Aşırı Bağlılık Nerede Başlar, Nerede Biter?

Anneyle kurulan bağ, bir çocuğun ilk güven duygusunun temelidir. Ancak bu bağ, sağlıklı sınırlar içinde kalmadığında bağımlılık ilişkisine dönüşür. “Onsuz yapamam” düşüncesi, kişinin birey olma yolculuğunda ciddi engeller oluşturabilir.

Bireyselleşmenin Önünde Bir Engel: "Anne Ne Derse O!"

Aşırı bağlı çocuklar, büyüdüklerinde bile karar alma süreçlerinde annelerinin onayını arar. Evlenmeden önce annenin fikri, iş değiştirirken annenin rızası, hatta tatile giderken bile annenin tercihleri öne çıkar. Bu da bireyin kendi kararlarını verememesine ve özgüven eksikliğine yol açar.

İlişkilerde Sorunların Kaynağı Olabilir

Partner ilişkilerinde, özellikle romantik bağlarda anneye aşırı bağlı bireyler karşı tarafa güven vermekte zorlanır. İlişkide üçüncü kişi gibi hissedilen “anne figürü”, partnerin kendini dışlanmış hissetmesine yol açabilir. Bu da ilişki çatışmalarını kaçınılmaz hale getirir.

Kariyer Hayatını da Olumsuz Etkiler

Anneye aşırı bağlı bireyler, iş hayatında da risk almakta zorlanır. Sürekli olarak onay alma ihtiyacı, yaratıcılığı ve liderliği baskılar. Kendi başına karar alamayan bireyler, yönetici pozisyonlarına yükselemeyebilir.

Psikolojik Bağımlılık: Fark Edilmesi Zor Bir Tehlike

Bağımlılık deyince akla genellikle maddeler gelir ama duygusal bağımlılık da bir o kadar yıkıcıdır. Özellikle anneye aşırı duygusal bağlılık, bireyin yetişkinlik döneminde anksiyete, depresyon ve kimlik karmaşasına neden olabilir.

Anneye Aşırı Bağlılığın Belirtileri

1. Her önemli kararda anneye danışma ihtiyacı

2. Annesiz zaman geçirmekten rahatsız olma

3. Ebeveynin duygularını ön planda tutarak kendi isteklerini bastırma

4. Partnerine kıyasla annesini daha öncelikli görme

5. Aile kurmakta zorlanma, evliliği erteleme veya sonlandırma eğilimi

Peki Ne Yapmalı?

Uzmanlar, bu durumun fark edilmesi ve üzerine çalışılması gerektiğini söylüyor. İşte öneriler:

• Bilinçli farkındalık: Önce bu bağımlılığı fark edin.

• Bireysel terapi: Psikolojik destekle sınırlarınızı yeniden çizin.

• Kendi kararlarınızı alma pratiği: Küçük kararlardan başlayarak kendi adımlarınızı atın.

• “Hayır” demeyi öğrenin: Anneniz sizi seviyor, ama bu her dediğini yapacağınız anlamına gelmez.

• Kendi hayatınızı kurun: Ev, iş, sosyal çevre gibi alanlarda bağımsız olun.

Anneler de Kendini Sorgulamalı

Bu sürecin tek sorumlusu çocuklar değil. Anneler de bağımlılık ilişkisini besleyip beslemediklerini sorgulamalı. Çocuğunun birey olmasına izin veren anneler, aslında çok daha sağlıklı bağlar kurar.

Sevgi Evet, Bağımlılık Hayır!

Anne sevgisi kutsaldır ama bağımlılığa dönüştüğünde, hem çocuk hem de anne için yıpratıcı bir ilişkiye dönüşebilir. Sevgi ve bağ kurmak önemlidir ama sağlıklı sınırlarla!