Temmuz 2025 itibarıyla memur maaşlarına %15,57, emekli aylıklarına ise %16,67 oranında zam yapılmasıyla birlikte, gözler bu kez özel sektör çalışanlarını doğrudan etkileyen asgari ücrete çevrildi. Yılın ikinci yarısına girilirken, asgari ücrete ek bir artış yapılıp yapılmayacağı kamuoyunun en çok tartıştığı başlıklar arasında yer alıyor.
Asgari ücret yıl başında %30 artmıştı
2025 yılı başında yapılan %30’luk zamla birlikte asgari ücret, 17.002 TL’den 22.104 TL’ye yükselmişti. O tarihten bu yana herhangi bir ara zam yapılmadı. Temmuz zammının sadece memur ve emeklilere uygulanması sonrası, özel sektörde çalışan milyonlarca kişi için yeni bir artış ihtimali yeniden gündeme geldi.
Hükümet cephesi temkinli konuşuyor
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, daha önce yaptığı açıklamalarda, olağanüstü bir ekonomik durum oluşmadıkça yıl içinde ikinci bir asgari ücret zammının planlanmadığını vurgulamıştı. Aynı şekilde Hazine ve Maliye Bakanlığı kaynakları da mevcut durumda bu yönde bir hazırlık bulunmadığını belirtiyor.
Enflasyon rakamları nasıl şekillendi?
2025'in ilk yarısında enflasyon verilerinde görece bir düşüş yaşandı. Ocak ayında %5,03 olan enflasyon, mayıs itibarıyla %1,53 seviyesine kadar geriledi. Haziran ayı içinse %1,77 civarında bir artış öngörülüyor. Bu veriler, hükümetin ara zam konusunda ihtiyatlı davranmasına neden oluyor. Ancak enflasyonda beklenmedik bir yükseliş yaşanması durumunda bu kararın yeniden değerlendirilebileceği de kulislerde konuşuluyor.
Kulislerde konuşulan zam senaryoları
Resmî bir açıklama yapılmamış olsa da kamuoyunda çeşitli senaryolar gündeme geliyor. Mevcut asgari ücret olan 22.104 TL üzerinden yapılan hesaplamalara göre:
-
%20 zam: 26.524 TL
-
%25 zam: 27.630 TL
-
%30 zam: 28.735 TL
Bu rakamlar, enflasyonun gidişatına göre asgari ücrette yeniden bir güncelleme yapılması durumunda olası artışları gösteriyor.
Karar, ekonomik göstergelere göre netleşecek
Asgari ücretin yıl ortasında yeniden değerlendirilip değerlendirilmeyeceği önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. Şimdilik herhangi bir resmi çalışma bulunmasa da, kamuoyu baskısı ve ekonomik verilerin gidişatı, hükümetin karar sürecini etkileyebilir. Gelişmeler, hem işverenler hem de çalışanlar tarafından dikkatle takip ediliyor.