Çünkü, yaşarken önce kendi hayatımıza odaklanıyoruz. Kendi ihtiyaçlarımız, kendi önceliklerimiz, kendi bakış açımız, kendi algılarımızla bakıyoruz hayata. Dolayısıyla yaşadığımız çağda dünyada neler olduğunu anlayamıyoruz.
Savaşların, atılan füzelerin, yıkılan binaların, ölen çocukların haberini alıyoruz. Bilmekle haber almak arasındaki farkı anlamıyoruz. Haberdar olsak ve bilsek bile yaşadığımız sonuçları hangi sebeplerin doğurduğunu anlayamıyoruz.
Yaşadığımız, maruz kaldığımız olayların büyüklüğünü, küçüklüğünü de anlayamıyoruz. Çünkü şahsen etkilendiğimiz olaylar daha büyükken, uzağımızda hissettiğimiz, alakasız bulduğumuz olayların büyük olabileceğini de kavrayamıyoruz.
Belki anlamak için olayların bitmesi, üzerinden zaman geçmesi gerekiyor. O zaman da biz olmadığımız için değerlendirme fırsatını çoktan elden kaçırmış oluyoruz. Bizim hayatımızdaki çok önemli olayların adı bile anılmıyor. Küçümsediğimiz, önemsemediğimiz olaylar da tarih kitaplarında yer alıyor.
Bunu nereden biliyoruz? Tarihe bakarak görebiliyoruz bunu. Mesela Fatih Sultan Mehmet, İstanbul surlarını kuşattığında, Bizans’ın entelektüelleri, ruhbanları, meleklerin erkek mi, dişi mi olduğunu tartışıyormuş. Belki benzer bir çok örnek bulunabilir. Çünkü geçmişte yaşananları tartışırken çokça kullandığımız bir tabir var. Meselenin bir kısmı bu sözde açığa çıkar. Ne diyoruz? Zamanın şartları bunları gerektiriyordu diyoruz.
Demek ki, günümüzde yaşadığımız hayatı anlamak için öncelikle çağın şartlarını anlamak gerekiyor. Çağı tanımak, içinde yaşadığımız hayatı anlamak demek oluyor böylece.
Ancak çağı tanıdığımız takdirde yaşadığımız bu hayatı neden yaşadığımızı anlayacağız. Dünyada olup bitenlerin nedenleri daha görünür hale gelecek. Çağı tanıdığımız zaman bu çağın şartları neyi gerektiriyor bunu göreceğiz. Buna göre dünyadaki yerimizi, ülkemizde neler yapmamız gerektiğini, yaşadığımız şehirde, mahallede nasıl konumlanacağımızı anlayabileceğiz. Çağı tanıdığımız takdirde, maruz kaldığımız her şeye karşı nasıl tavır alacağımıza, neye karşı çıkıp neye sahip çıkacağımıza karar verebileceğiz.
Çağı tanıdığımız kadar düşüncelerimiz anlam kazanacak. İnançlarımız, ideolojilerimiz çağı tanıdığımız ölçüde beklediğimiz, umduğumuz çözümleri bize sunacak.
Aksi takdirde, ne inandığımız din, ne savunduğumuz ideoloji, ne değerlerimiz, ne de ilkelerimizin işe yarar bir anlamı olacak. Çünkü çağ karşısında bütün bunlar etkisiz eleman hükmünde kalacak.
Çağı tanımak bu anlamıyla insanın kendini sahip olduğu bütünlük içinde tanıması anlamı kazanıyor. Bunu başardığımızda bizi trendler yönetemez olacak. İhtiyaçlarımızı, önceliklerimizi başkalarının belirlemesini engellemiş olacağız. Doğaya, hayvanlara, siyasete, dine, ekonomiye, savaşlara nasıl bakacağımızı bu belirleyecek.
Tanımak neden önemli? Aslında gündelik hayatımızda bir çok pratik tanımanın önemini bize yaşayarak öğretir. Mesela tanımak güven duygusunun ilk şartıdır. Tanımadığımız insanlara güvenmeyiz. Zaten tüm sahtekarlar, dolandırıcılar bu iki kavram üzerinden amaçlarına ulaşır. Güven duygumuzu elde etmeye çalışırlar. Sanki yıllardır tanıyormuş gibi güvendiğimiz zaman insanlar karşısında ne kadar savunmasız kaldığımızı düşünelim. Kandırılırız değil mi? Ya da devletin savcısı, polisi olarak kendini tanıtan insanlara güvenince işleyen dolandırıcılık yöntemlerini hatırlayalım. Sonuç mutlaka dolandırılmak değil mi? İşte böyle. Tanımadığımız bir zamana güvendiğimiz zaman sonuç kaçınılmaz bir kandırılma, dolandırılma olacak. Tıpkı aşk yalanlarına inanıp tuzağa düşen bir genç kız gibi, ya da evlenme vaadiyle kandırılan evinden barkından olan emekli bir dede gibi. Hangi yaşta olursak olalım, tanımadan güvendiğimiz zaman düştüğümüz durum bellidir.
Demek ki bu çağı tanımazsak, çağın gerekleriyle ilgili olarak önümüze sunulan yeniliklere, gerekliliklere anlamsız bir güven duygusu taşıyacağız. Sonuç ise bizim için kaçınılmaz olarak bir aldanma hikayesi olacak. Öyleyse çağı tanımak için biraz çaba gerekiyor. İşin kötüsü, her şey gözümüzün önünde, nesini tanıyacağız diye düşündürecek kadar çağın içinde yaşıyoruz. Öncelikle tam da bu duyguyu gözden geçirmekle başlamakta fayda var.