Canım Türkiyem…

Abone Ol

Ne güzel bir ülkesin sen böyle. Her ne olursa olsun kopamıyor insan senden.

Suriye uçakları Ceylanpınar’ı bombalıyor, Kürt-Türk kardeşler birbirlerine düşman ediliyor, Teröristler askerlerimizi öldürüyor, mahalle arasında polise kurşun yağdırılıyor, terörist başı hapishaneden çıkarılsın deniyor, açlık grevleri yapılıyor. Bunlara bakarak olanları düzeltebilecek bu ülkenin yöneticileri, ülkeyi ve halkı temsil edenler  ne yapıyor? 

***

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yurtdışında ki gezilerini bir türlü bitiremiyor.

Milletvekillerinin bir kısmı Mecliste tekme tokat kavga ediyor.

Diğerleri açlık grevi diyerekten başkaldırıyor.

***

Şimdi sorarım size Milletvekili’nin görevi nedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisini oluşturan Milletvekillerinin Anayasaya göre görevleri;

 Kanun yapmak, değiştirmek ve kaldırmak.

Bakanları ve Bakan Kurulunu denetlemek.

Kanun yapmak, değiştirmek ve kaldırmak.

Bakanları ve Bakan Kurulunu denetlemek

Kanunlar çerçevesi içinde belli konularda Bakanlar Kurulu'na kararname yetkisi vermek

Para basılmasına karar vermek.

Savaş ilan etmeye karar vermek.

Kesin hesap ve bütçe kanun tasarılarını görüşüp kabul etmek.

Uluslararası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak.

Anayasamızın 14. Maddesindeki fiiller haricindeki suçlardan dolayı mahkûm olmuşlar hakkında özel ve genel af ilanına karar vermek.

Mahkemelerce verilmiş ve kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek.

Anayasamızdaki diğer maddelerinde öngörülen salahiyetleri kullanmak ve görevleri yerine getirmek.

***

Ben bu maddeler arasında Mecliste tekme tokat kavga etmek, açlık grevi yapmak veya etliye sütlüye karışmamak gibi maddeler göremiyorum. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen bir madde de göremedim. Anayasa açık ve net diyor ki; ‘’Sizi halk seçti. Yönetim adına bir şeyler yapın. Kanun yapın, denetimlerde bulunun, ülke adına önemli kararlar alın.’’ Bizim meclisimize bakacak olursak. Bu maddeler dışında her türlü faaliyet oluyor. Mecliste Milletvekilleri birbirlerine küfürler, tehditler savuruyor. Mecliste gelecek adına sorunlar değil de yumruklar konuşuyor. Kaba kuvvet kazanır mantığı güdülüyor sanki. Kendilerine dahi hâkim olamayan insanlar nasıl milleti temsil edip de ülke adına önemli kararlar alabilir. Yada o aldığı kararlar ne kadar sağlıklı olabilir ki.

Meclisteki saçmalıklar

Özellikle meclis kavgaları bir türlü bitmiyor. Önceki gün 13 ilin büyükşehir yapılmasına ilişkin tasarının görüşmeleri sırasında MHP Iğdır Milletvekili ile AK Partili milletvekilleri arasında bir kavga yaşandı. Kavganın gelişimi ve Sinan Oğan’ın sözleri oldukça tuhaftı.

Sinan Oğan  - Ben eminim ki sizin de içinizde vicdan sahibi insanlar vardır ve bu yasanın geçmesini vicdanına sığdırmayacak insanlarınız vardır, insanlarımız vardır, sizin de içinizde vardır ama bu ne büyük bir korkuymuş, Recep Tayyip Erdoğan korkusu ne büyük bir korkuymuş ki sizin için Allah korkusundan bile daha önce geliyor. 

Nureddin Nebati (İstanbul) - Kendine gel be, kendine gel! Ne karıştırıyorsun ortalığı?

Sinan Oğan  - Nedir bu hâliniz?

Nureddin Nebati (İstanbul) - Kendine gel! Allah'ı ne karıştırıyorsun? Biz Allah'tan korkarız, senin gibi değiliz.

Sinan Oğan  - Nedir bu hâliniz?

Başkan - Sayın Oğan, lütfen ya! Lütfen Sayın Oğan…

Sinan Oğan  - Nedir bu hâliniz sizin? 

Fikri Işık (Kocaeli) - Allah'tan korkan böyle bir şey konuşmaz!

Oktay Vural (İzmir) - Sayın Başkan… Sayın Başkan, müdahale edin.

Sinan Oğan  - Konuşmayın! Konuşmayın! Aklınızı başınıza alın!

Recep Tayyip Erdoğan korkusu sizde Allah korkusundan da öteye gitmiş. Memleketi bölecek yasaları sabaha kadar getirmişsiniz burada dayıyorsunuz. Konuşmayın! Konuşmayın!

Muhyettin Aksak (Erzurum) - Yazıklar olsun sana!

Mehmet Erdoğan (Muğla) - Otur yerine!

Sinan Oğan  - Yazıklar sana olsun! Otur yerine…

Muhyettin Aksak (Erzurum) - Tu, tu! Sen ne biçim Müslümansın?

(Iğdır Milletvekili Sinan Oğan yumruğunu sıkarak Ak parti sıralarına doğru yürüdü ve yumruk savurmaya başladı.)

BAŞKAN - Lütfen… Sayın Oğan… Sayın Oğan, lütfen…

Bu konuşmalar her şeyi açıklar durumda bence. Bundan daha uç nokta nasıl olur onu bilmiyorum inanın. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu görüntülere alıştı neredeyse. Sanki toplum da alıştı. Aslında tuhaf karşılanacak bir durum değil. Bu ülkede her şey oluyor. Rahat rahat kavganızı edebilirsiniz nasıl olsa bu ülkedeki insanlar her şeye alıştı ve herkes her şeye hazırlıklı durumda. 

Bu ülkede Türkücüden hem Felsefeci, Siyasetçi, Yarışmacı aynı zamanda da Teknik Direktör oluyor. Eski futbolcudan milletvekili oluyor. İş adamından Federasyon Başkanı oluyor. İş adamları Gazetecilik yapıyor. Gazeteciler içeride yatıyor.

-Mecliste ne olmasını bekliyoruz ki?