Genel

Dünden bugüne Kayseri tarihi ve isimleri

Kayseri, 1067 yılında Afşin Bey komutasındaki Türkler tarafından fethedildi. 1085’ten ise tamamen itibaren Türk ve Müslüman kimliği kazandı. Detaylar haberimizde...

Abone Ol

Doğu kaynaklarına göre, Orta Anadolu’ya ilerleyen Türk kuvvetleri, 1067 yılında Afşin Bey komutasında Kayseri’yi fethetti. 1071 Malazgirt Zaferi’nin ardından Bizans’ın bölgedeki gücü kırıldı ve Anadolu’ya büyük Türk göçleri başladı. 1085 yılına gelindiğinde Kayseri, tamamen Türk ve Müslüman şehri kimliğine büründü.

Türklerin gelişiyle şehirde yaşayan Rum ve Ermeni nüfus, belirli mahallelerde toplandı. Çarşı ve pazarda zamanla Türkler hâkimiyet kurdu. Cami, han, medrese, hamam ve çeşmelerle kısa sürede tam bir İslam şehri görünümü kazanan Kayseri, Danişmendliler döneminde önemli bir merkez oldu.

Selçuklu Döneminde başkent konumu
Alaeddin Keykubad zamanında Kayseri, Konya ve Sivas ile birlikte Türkiye Selçuklu Devleti’nin üç başkentinden biri oldu. Bu dönemde inşa edilen eserler, şehrin mimari zenginliğini artırdı.Danişmendliler ve Selçuklular döneminde yapılan önemli yapılar arasında Camii Kebir, Güllük Camii ve Hamamı, Hunat Külliyesi, Şifaiye–Gıyasiye Medresesi, Hacı Kılıç Külliyesi, Lala Muhlisiddin Camisi, Sahabiye Medresesi, Kale Surları ve Yoğunburç yer aldı.

Osmanlı hakimiyetine geçiş
Kayseri, 1343’te Eretna Beyliği’nin, 1398’de Osmanlıların eline geçti. 1402 Ankara Savaşı sonrası Karamanoğulları ve Dulkadiroğulları’nın hâkimiyetinde kaldıktan sonra, 1515’te Yavuz Sultan Selim’in İran seferi dönüşünde kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı.

Tarih boyunca Hititlerden Osmanlı’ya birçok medeniyete ev sahipliği yapan Kayseri, Anadolu’nun doğu ile batı arasında stratejik bir köprü olma özelliğini korudu. Kültepe Höyüğü’nden günümüze ulaşan bulgular, şehrin binlerce yıllık köklü tarihinin en önemli kanıtları arasında yer alıyor.

Bilgi kutusu: Kültepe Höyüğü ve Mazaka
Kültepe Höyüğü, Kayseri şehir merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta, Anadolu’nun en eski yerleşimlerinden biridir. Burada bulunan Kaniş Karumu, M.Ö. 2800’lerden Helenistik döneme kadar önemli bir ticaret merkezi oldu.Kültepe’deki kazılarda ortaya çıkan çivi yazılı tabletler, Anadolu’nun bilinen en eski yazılı belgeleri arasında yer alır. Kaniş’in önemini yitirmesiyle, Erciyes Dağı’nın kuzey eteklerindeki Mazaka ön plana çıktı. Mazaka, Kapadokya Krallığı’na başkentlik yaptı ve Roma döneminde Kaisaria adını aldı.