Bir kurumun başındaki yetkili…
İster belediye başkanı, ister genel müdür, ister bakan olsun…
İstediği kadar “Boğazımdan haram lokma geçmez” desin.
Eğer o kurumda haram yeniyorsa, kamu malı israf ediliyorsa, milletin alın teri har vurulup harman savruluyorsa;
Ve o yetkili bunlardan habersizse, görmezden geliyorsa ya da engelleyemiyorsa…
O koltukta oturmasının tek anlamı, sadece maaş almaktır!
"Ben Yemem" Demek Yetmez!
Bu ülkede artık “Ben yemem” demek, masumiyet belgesi değildir.
Asıl mesele şudur:
“Yediriyor muyum? Göz mü yumuyorum? Denetliyor muyum?”
Çünkü kamu malı, milletin hakkıdır.
Bir kuruş bile israf edilse, bunun vebali sadece yiyenin değil, göz yumanın da boynuna yazılır.
İhbarlar Çığ Gibi Büyüyor
Son haftalarda öyle çok şikâyet ve ihbar geliyor ki…
Bir kısmı duyum, bir kısmı ise belgeli.
Bazı iddialar insanın kanını donduruyor.
Ama en acısı şu: Çoğu, göz göre göre oluyor.
Yaklaşık 10-15 gündür iş yoğunluğumdan yazamıyordum.
Ama bazı konularda susmak, en az yapan kadar suç ortaklığıdır.
Ülke Bizim, Susarsak Kaybederiz
Bu ülke hepimizin.
Birlikte sahip çıkmazsak; hırsızlık, soygun, ahlaksızlık, sapıklık sıradanlaşır.
Ve sıradanlaşan her kötülük, toplumun damarlarına sessizce zehir gibi yayılır.
Suskun toplum, çürüyen toplumdur.
Çürümenin başladığı yerde ahlak ölür, adalet ölür, güven duygusu yok olur.
Makamlara Açık Mesajım
Bir makamın itibarı, orada oturan kişinin şahsi namusuyla değil, yönettiği kurumun temizliğiyle ölçülür.
Kurum pisliğe batmışsa, başındaki kişi ne kadar “Ben temizim” derse desin, o koku her yere yayılır.
O yüzden diyorum ki:
Haramı önleyemeyen, haramı yiyen kadar suçludur!
Ve bu ülke, bu gerçeği unutursa; geleceğini kendi elleriyle karartır.
"Temiz kalmak yetmez; kirleneni temizlemeye cesaretin yoksa, sen de kirlenmişsindir!"