İzmir'de ikamet eden bir kişi, tablet bilgisayar satmak amacıyla çevrim içi ticaret platformunda ilan verdi. İrtibat için hem kendi cep telefonu numarasını hem de bir iş yerine ait sabit hattı iletişim bilgisi olarak ekledi.
İlanı gören kişiler, ürünü satın almak için belirttiği banka hesabına ödeme yaptı. Ancak ürünü teslim alamayınca bu kez ilanda yer alan sabit hattı aramaya başladı.
İş yeri sahibi, yaklaşık bir hafta boyunca tanımadığı kişiler tarafından sürekli aranmasının ardından savcılığa şikâyette bulundu. Bu gelişme üzerine, tablet ilanını yayımlayan kişi hakkında Tire 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
Mahkemede savunma yapan sanık, ilanda yer alan sabit numaranın, daha önce çalıştığı bir iş yerine ait olduğunu ve bu numarayı yanlışlıkla eklediğini öne sürerek beraat talep etti.
Ancak mahkeme, sanığın 2012 yılında açtığı hesap üzerinden uzun süre geçmesine rağmen bu hatayı fark etmemesinin hayatın olağan akışına uymadığını değerlendirerek, sanığa 10 ay hapis cezası verdi.
Yargıtay: Suçun unsurları oluşmuştur
Karara yapılan itiraz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesi, mahkeme kararını hukuka uygun bularak onadı.
Yargıtay’ın kararında şu ifadeler yer aldı:
“Katılanın kullanımında olan ve kişisel veri olarak kabul edilen telefon numarasının, rıza alınmadan ve hukuka aykırı şekilde çevrim içi ortamda paylaşılması, sanığın eylemini ‘kişisel verilerin hukuka aykırı biçimde ifşa edilmesi’ kapsamına sokmaktadır. Genel kastla gerçekleştirilen bu fiil, suçun yasal öğelerini taşımaktadır.”