12 yaşındaki Sebastian, TikTok’ta yayılan “bayılma akımı”na katıldıktan sonra yaşamını yitirdi. Ailesi, diğer ebeveynlere çağrıda bulunarak çocuklarının çevrimiçi aktivitelerine karşı daha bilinçli ve dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
“Bayılma Akımı” Ölümle Sonuçlandı
Castleford kentinde yaşayan Sebastian, nefesini tutarak bayılmaya çalıştığı sırada bilincini kaybetti. Aile üyeleri tarafından bulunan çocuk, ağır durumda hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Olayın ardından “blackout challenge” olarak bilinen ve TikTok’ta çocuklar arasında hızla yayılan bu ölümcül meydan okuma bir kez daha gündeme geldi.
Ailelerden Duygusal Uyarı: “Sosyal Medya Gerçek Dünya Kadar Tehlikeli”
Sebastian’ın ailesi, oğullarının ölümünün ardından yaptığı açıklamada diğer ebeveynleri uyardı: “Çocuklarınızla sosyal medya hakkında açıkça konuşun. Bu platformlar, en az dış dünya kadar tehlikeli olabilir.” Aile, çocukların çevrimiçi ortamda karşılaştığı içeriklerin kontrolünün hayati önem taşıdığını belirtti.
Destek İçin Yardım Kampanyası Başlatıldı
Sebastian’ın anısını yaşatmak ve ailesine destek olmak amacıyla bir GoFundMe kampanyası başlatıldı. Kampanyada şu ana kadar 4.300 dolardan fazla bağış toplandığı bildirildi. Toplanan bağışlar cenaze masrafları, psikolojik destek hizmetleri ve günlük harcamalarda kullanılacak.
GoFundMe sayfasında Sebastian şu sözlerle anıldı:
"Hayallerle dolu bir çocuktu. Kendi kendine gitar ve klavye çalmayı öğrenmişti. Resim yapmayı çok severdi. Onu tanıyan herkes, taşıdığı sevecen ruh karşısında etkilenirdi."
2022'de En Az 20 Çocuk Aynı Akım Yüzünden Öldü
The Independent gazetesinin aktardığına göre, yalnızca 18 ay içinde “blackout challenge”la doğrudan ilişkili olduğu bildirilen en az 20 ölüm yaşandı. Bu vakalardan 15’inin 12 yaşında veya daha küçük çocuklar olduğu kaydedildi. Uzmanlar, bu tür meydan okumaların çocuk psikolojisi üzerinde yıkıcı etkiler bırakabileceği konusunda uzun süredir uyarılarda bulunuyor.
Yetkililer Uyarıyor: Denetim Şart
Uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları, sosyal medya devlerinin bu tür içeriklere karşı daha etkili filtreleme ve denetim mekanizmaları kurması gerektiğini vurgularken, ailelere de çocuklarının dijital dünyadaki davranışlarını yakından takip etmeleri çağrısında bulunuyor. Bu tür içeriklerin izlenmesinin bile çocukların davranışları üzerinde yönlendirici etkiler oluşturabileceği belirtiliyor.
Sebastian’ın ölümü, sadece bir bireyin değil, toplumsal bilinçlenmenin eksik kaldığı bir alanın çarpıcı bir göstergesi oldu. Aileler, eğitimciler ve yetkililer artık çocukların ekran başındaki güvenliğini öncelik haline getirmesi gerektiğini bir kez daha acı bir şekilde hatırlıyor.