Gündem

Dev satış öncesi FETÖ endişesi: HES Kablo ihalesinde güvenlik zafiyeti iddiası!

TMSF bünyesinde yönetilen Erciyes Anadolu Holding'in alt firması Bellona'nın satışında gündeme gelen FETÖ iddiaları, güvenlik zafiyeti sorularını doğurdu. TMSF'nin şirket satışlarında isteklilere güvenlik soruşturması yapmadığı iddiasıyla; HES Kablo'nun yarın gerçekleşecek satış ihalesinin şeffaflığı sorgulanıyor.

Abone Ol

Kayseri, sanayi alanında öne çıkan şehirlerden biri olarak ön planda kalmaya devam ediyor. Gerek bugün açıklanan 2025 Mayıs ayı ithalat raporu gerekse İstanbul’un ardından sanayi kuruluşu sayısı ile ikinci sırada yer alması, Kayseri’yi yalnızca İç Anadolu’nun değil, tüm Türkiye’nin ticaret alanındaki önemli merkezlerinden biri haline getiriyor. Bu kapsamda şehrin yerli sanayi ve ticaret firmaları da dikkat çekmeye devam ediyor.

Bugün Kayseri’nin gündeminde, şehrin köklü sanayi kuruluşlarından olan HES Kablo yer alıyor. HES Kablo’ya FETÖ iddiaları nedeniyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından kayyım atanmış ve şirket satışa çıkarılmıştı. 22 milyar liralık satış bedeli ile ihaleye sunulan firma için son başvuru tarihi 30 Haziran Pazartesi olarak belirlenmişti. 1 Temmuz Salı günü ise HES Kablo’nun yeni sahibi belli olacak. İhale süreci merakla beklenirken, TMSF’nin son zamanlarda gündeme geldiği konular nedeniyle satış sürecinin şeffaflığı hakkında soru işaretleri oluştu. Özellikle, güvenlik soruşturması yapılmadan Erciyes Anadolu Holding’in satıldığına dair iddialar, HES Kablo sürecine yönelik ciddi endişeleri beraberinde getirdi.

TMSF’nin güvenlik soruşturması yapmadan satış yaptığı iddiası!
TMSF’nin, Kayseri’nin köklü kurumlarından olan Boydak Holding’e FETÖ iddialarıyla kayyım atamasıyla başlayan süreç, 2025 yılına kadar kayyımla yönetilen şirketin isminin değiştirilmesiyle devam etti. Dönemin TMSF Başkanı Muhiddin Gülal’ın “FETÖ ile bu kadar aidiyeti tespit edilmiş bir ailenin soyadını daha fazla kullanmak istemiyoruz” açıklamasının ardından holding, 2019 yılında faaliyetlerine Erciyes Anadolu adıyla devam etti.

Holding bünyesindeki grup şirketlerinden Bellona ise 6 Nisan 2025 tarihinde, 8 milyar 1 milyon TL ihale bedeliyle Anadolu Güçler Birliği ortaklığına satıldı. Bu süreçte dikkat çeken en önemli unsur, güvenlik açığı endişelerinin bu satışla birlikte daha da belirgin hale gelmesi oldu. Satışın ardından TMSF’de ciddi bir güvenlik eksikliği olduğu iddiaları kamuoyuna yansıdı.

Güvenlik soruşturması yapılmadığı iddiası!
Daha önce de gündeme gelen TMSF Başkanı Fatin Rüştü Karakaş’ın, satışa çıkarılan şirketlere talip olan alıcılara güvenlik soruşturması yapmadığı yönündeki iddialar yeniden gündemde. 2016 yılında yapılan güvenlik soruşturmalarına atıfla, günümüzde bu sürecin tekrarlanmadığı ve bu nedenle HES Kablo satışında güvenlik açığı oluşabileceği endişesi kamuoyunda yankı buldu. 1 Temmuz Salı günü yapılacak ihale ile birlikte firmanın yeni sahibi belli olacak.

Bellona’yı satın alan AGM ortaklarında FETÖ iddiası!
Bu endişeleri destekler nitelikteki gelişmelerden biri de holding CEO’su Özcan Özyurt’un Bellona satışı sonrasında Adana’daki bir bayiyi ziyaret etmesi oldu. Adana’da Anadolu Güçler Birliği ortakları arasında yer aldığı belirtilen İzzet Öksüzkaya’nın, FETÖ’ye ilişkin iddiaları kabul ettiği ve örgütü desteklemeye devam ettiği yönündeki haberler dikkat çekti. Bu gelişme, FETÖ yapılanmasının Erciyes Anadolu Holding’e yeniden sızma ihtimalini gündeme getirdi.

CEO Özyurt’un, adı FETÖ ile anılan ve AGB ortakları arasında olduğu iddia edilen İzzet Öksüzkaya’ya ziyarette bulunması, kamuoyunda “güvenlik zafiyeti” söylemlerini daha da artırdı.

TMSF’den açıklama yok!
Kamuoyunda oluşan bu endişelere karşılık TMSF’nin sürece dair güven veren bir açıklama yapmamış olması dikkat çekiyor. Kamu kaynaklarını yöneten bir kurumun, şirket satış süreçlerini şeffaf bir biçimde yürütmediği iddiaları, HES Kablo’nun satışıyla ilgili şeffaflık ve güvenlik zafiyeti tartışmalarının artmasına neden oluyor.

HES Kablo satışında güvenlik açığı endişesi!
TMSF tarafından yönetilen HES Kablo’nun alıcılarının, 2016 yılında yapılan güvenlik soruşturmaları ile yetinildiği iddiası, “temizlendiği” düşünülen yapıların tekrar kuruma sızma ihtimalini beraberinde getiriyor. Bu durum, kamuoyunda ciddi bir güvenlik açığı endişesi oluşturmuş durumda.