10. Yargı Paketi’nin yürürlüğe girmesiyle birlikte binlerce mahkûmun ceza süresi düştü. Bu gelişmenin ardından kapalı cezaevlerinde bulunan mahkûmlar açık cezaevlerine sevk edildi. Bu durum, kapalı cezaevlerindeki yoğunluğu azaltırken, açık cezaevlerinin kapasitesini hızla aşmasına sebep oldu.
Açık cezaevlerinde kapasite aşıldı
Kapasite yetersizliği cezaevlerindeki yaşam koşullarını olumsuz etkiledi. Cezaevlerinin kendi içinde oluşan yazılı olmayan hiyerarşilere göre, eski mahkûmlar yatak ve diğer olanaklardan faydalanırken, yeni gelenler zamanla yer edinmeye çalışıyor. Bu da cezaevlerindeki sosyal dengeyi bozuyor. Mahkûmlar arasında eşitsizlikler oluşuyor ve bu durum iç huzursuzlukları beraberinde getiriyor.
Sosyal alanlar ve ortak Kullanım mekânları yetersiz
Cezaevlerinde kapasite sorunu gün geçtikçe büyüyor. Mahkûm yakınlarının aktardığı bilgilere göre, cezaevi içindeki sosyal alanlar ile günlük kullanım alanlarının kapasitesi çoktan aşılmış durumda. Bu durum sadece barınma değil; sağlık, hijyen, beslenme ve güvenlik gibi temel hakların da ihlaline neden oluyor. Özellikle yaz aylarında artan sıcaklık, ortak kullanım alanlarında kalan mahkûmlar için ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor.
Kayseri’deki Cezaevlerinde mahkum Yoğunluğu artıyor
Kayseri’de faaliyet gösteren ceza infaz kurumlarında da benzer yoğunluklar yaşanıyor. Özellikle Bünyan Cezaevi Kampüsü bünyesinde yer alan Kayseri Açık Ceza İnfaz Kurumu ve Bünyan T Tipi Kapalı Cezaevi, artan mahkûm sayısı karşısında ciddi bir yük altında. Kayseri'nin merkezinde yer alan Gültepe Cezaevi olarak bilinen Kayseri E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, geçmişten günümüze birçok hükümlü ve tutukluyu ağırlayan bir merkez olarak dikkat çekiyor. Ancak burada da kapasite yetersizliği nedeniyle çok sayıda mahkûmun başka illere sevk edildiği biliniyor. Erkilet Kapalı Cezaevi olarak bilinen ceza infaz kurumunda da yoğunluk dikkat çekiyor. Mahkûm yakınlarının aktardığına göre, yatak kapasitesi dolmuş durumda ve bazı mahkûmlar geçici olarak ortak alanlarda barındırılıyor.
İnsan hakları ve yaşam standartları alarm veriyor
İnsan hakları savunucuları, bu durumun mahkûmların temel yaşam haklarını ihlal ettiğini belirtiyor. Sağlık hizmetlerine erişim, hijyen koşullarının yetersizliği, sıcak havalarda artan riskler, hem hükümlülerin hem de cezaevi personelinin yaşam kalitesini düşürüyor. Aileler ise içerideki şartların her geçen gün daha da zorlaştığını ve mahkûmların psikolojik olarak olumsuz etkilendiğini ifade ediyor. Mahkûmlar yalnızca kendi yaşam koşullarını değil, dışarıdaki ailelerinin ruh halini de düşünmek zorunda kalıyor.
Ziyaretlerde yaşanan sorunlar artıyor
Ziyaret günlerinde yaşanan yoğunluk, görüş süresinin kısalığı ve ulaşım sıkıntıları, mahkûm yakınlarını da fazlasıyla zorluyor. Kayseri’ye uzak ilçelerden gelen aileler, uzun yolculukların ardından sınırlı sürelerde görüşme yapabiliyor. Bu durum hem maddi hem manevi anlamda aileler üzerinde baskı yaratıyor.
Cezaevi personeli de zorlanıyor
Cezaevlerinde yaşanan bu yoğunluk yalnızca hükümlüleri değil, cezaevi personelini de etkiliyor. Gardiyanların ve diğer görevlilerin iş yükü her geçen gün artarken, kurum içi düzenin sağlanması da güçleşiyor. Artan mahkûm sayısı karşısında personel sayısının sabit kalması, güvenlik zafiyetlerine yol açabileceği gibi, personelin de psikolojisini etkiliyor.
Çözüm beklentisi artıyor
Aileler ve hukukçular, Adalet Bakanlığı’nı bu konuda hızlı ve etkili adımlar atmaya çağırıyor. Yeni cezaevi yatırımlarının yapılması, mevcut cezaevlerinin fiziki şartlarının iyileştirilmesi ve insan onuruna yaraşır koşulların sağlanması yönünde beklentiler artmış durumda. Kayseri gibi büyüyen ve gelişen şehirlerde cezaevi altyapısının yetersiz kalması, yalnızca ceza infaz sistemini değil, toplumsal huzuru da doğrudan etkiliyor.