MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada yeni bir infaz yasasına ihtiyaç olduğunu belirterek kapsamlı bir düzenleme çağrısı yaptı. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda MHP’yi temsil eden milletvekilleriyle çekilen bir fotoğrafını da paylaşan Yıldız, “Yeni bir infaz yasası şarttır. Önümüzdeki günlerde en çok duyacağımız kelime infaz ve infaz hukuku olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Yamalı bohçaya dönmüş infaz kanununu yeni baştan yapmalıyız” diyen Yıldız, toplumun tamamını kucaklayan, temel hak ve özgürlükler alanını genişleten adımlar atılırken “yeni bir dil” inşa edilmesi gerektiğini dile getirdi. Cezanın amacının toplumu suçtan korumak, ıslahın amacının ise hükümlü veya tutuklunun yeniden suç işlemesini önlemek olduğunu vurgulayan Yıldız, bu iki amacın birlikte değerlendirilmesiyle makul bir sonuca varılabileceğini belirtti.
İnfazın temel ilkelerini hatırlatan Yıldız, ceza ve güvenlik tedbirlerine ilişkin kuralların hükümlülere ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefi inanç, milli veya sosyal köken, siyasi düşünce ve ekonomik güç gibi sebeplerle ayrım yapılmaksızın uygulanması gerektiğini söyledi. İnfazda zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı muamelelere yer verilemeyeceğini hatırlattı.
Hükümlü ve tutuklu sayısının 420 bini geçtiğine dikkat çeken Yıldız, tutuklamayı “yargılama sürecinin sıhhati ve maddi gerçeğin her türlü şüpheden uzak şekilde ortaya çıkarılması için şüpheli veya sanığın hürriyetinin tedbir olarak kısıtlanması” şeklinde tarif etti. Katalog suçlarda “kuvvetli suç şüphesi ve somut delillerin varlığının tutuklama nedeni” sayıldığını anımsatan Yıldız, bazı siyasi partilerin itirazlarına rağmen yargı reformlarıyla tutuklamalara “dikey itiraz” yolunun açıldığını ifade etti. Tutuklamanın ağır bir tedbir olmakla birlikte masumiyet karinesini ortadan kaldırmadığını, aracılık, geçicilik ve orantılılık ilkelerine bağlı kalınması gerektiğini söyledi.
“İnfaz hukuku, ceza yargılamasının bittiği yerde başlar” diyen Yıldız, mevcut sistemde farklı mekanizmaların aynı kişiler üzerinde uygulanmasının yapıyı karmaşık hale getirdiğini ve güveni azalttığını savundu. Bu çerçevede, hem uygulayıcıların (hakim, savcı, avukat) hem de hükümlülerin anlayabileceği, sade ve anlaşılabilir; ıslah edici fonksiyonları gözeten, infaz eşitliği ve adaletini sağlayacak ve sık değişikliğe ihtiyaç bırakmayacak bir infaz kanunu yapılması gerektiğini kaydetti.
Yıldız, “31 Temmuz 2023 tarihi ile ilgili düzenleme”nin uygulamada birçok sorunu beraberinde getirdiğini belirterek, suç tarihleri aynı olmasına rağmen Yargıtay, istinaf ve ilk derece mahkemelerinde farklı tarihlerde verilen kararlar nedeniyle farklı infaz rejimlerinin uygulanmasının Anayasa’daki eşitlik ilkesine aykırı sonuçlar doğurduğunu ve “büyük adaletsizlik” yaşandığını söyledi.
Karşılaştırmalı örneklere de değinen Yıldız, bazı ülkelerde hapis cezalarının kural olarak yarısının ceza infaz kurumlarında infaz edildiğini, Belçika’da bu oranın üçte bire kadar düştüğünü; Türkiye’de ise kural olarak yarısının, bazı suçlarda ise üçte ikisi veya dörtte üçünün kurumda infaz edildiğini hatırlattı. Yıldız, “Bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu açıktır” sözleriyle çağrısını yineledi.