Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Mustafa Ayan, gazetemizin gündeme dair sorularını yanıtladı. HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in Muharrem İnce ile ilgili sözlerini değerlendiren Ayan, “Muharrem İnce bizim gözbebeğimizdir” dedi. Parti içindeki muhalif kesimlerin CHP Genel Başkanı’nın istifasının istenmesi ve olağanüstü kurultay kararı sonrası yeniden partiye yönünü dönen Deniz Baykalcıları da unutmayan Ayan, “Sayın Deniz Baykal’ın bu çıkışları görev yaptığı tüm süreç içerisinde var. Tüm kurultaylarda var. Erdal İnönü beye karşı, Bülent Ecevit beye karşı bir çıkışı var. Yani tüm Genel Başkanlara karşı böyle bir çıkışı var.” Diye konuştu.
“Muharrem İnce gözbebeğimizdir”
HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in, CHP Genel Başkan adayı Muharrem İnce’ye “CHP’yi bırak, bizim partiye gel” sözünü değerlendiren Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Mustafa Ayan, “Sırrı Süreyya Önder heveslenmesin” dedi. Ayan sözlerini şöyle sürdürdü: “Sırrı Süreyya Önder’in anlayacağı dilden konuşacağım, bölücü ve yıkıcı unsur olmaya hala devam ediyor, bizi de bölmek istiyor, Muharrem İnce bize lazım. Tek bir taşımızı dahi HDP’’ye vermeyiz. Bizim, mücadeleye taşınmış her arkadaşımız başımızın tacıdır. Sırrı Süreyya Önder hiç heveslenmesin Muharrem İnce bize lazım. İşine baksın. O bizim gözbebeğimizdir, demokratik hakkını kullanıyor tabii ki ama bir tercih yapacağız, tercih etmediğimiz adayımız kötü aday ve ya olmaması gereken bir aday değil, bugünkü ortam ve konjonktür bunu gerektiriyor. Sayın Muharrem İnce bizim gözbebeğimizdir.”
“2015 seçimlerine Sayın Kılıçdaroğlu önderliğinde gideceğiz”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığa seçilmesinin ardından Parti içi çalışmalara katılmayan Muhalif kesimlerin olağanüstü kurultay öncesi seslerinin yükselmeye başlamasını da değerlendiren Ayan, “Tabii ki doğru bir tavır değil. Şu anda çözülme sürecine girmiş bir AKP, dışarıya yansımasa dahi içinde müthiş çatırdamaların ve tartışmaların olduğu bir AKP’nin var olduğu bir ortamda İktidar Partisi ki trendi aşağıya dönmüş, oy kaybediyor süratle, son seçimlerde dahil Tayyip Erdoğan’ın aldığı oylar AKP7nin aldığı oyların altında, katılmayanların hesaba katılması dahilinde, bu noktada Cumhuriyet Halk Partisinin yönetimine Genel Başkanına güvenmesi gerekir. Sayın Deniz Baykal’ın bu çıkışları görev yaptığı tüm süreç içerisinde var. Tüm kurultaylarda var. Erdal İnönü beye karşı, Bülent Ecevit beye karşı bir çıkışı var. Yani tüm Genel Başkanlara karşı böyle bir çıkışı var. Bu böyle olmamalı. Yani herkes ağırlığını ve yerini muhafaza etmeli. Bugünkü konjonktürde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında ve arkasında yer alamız gerekiyor. Kamuoyunda Genel Başkanlık değişti diye bir talep yok! Parti kamuoyunda yok, sokakta yok. Olabilir, beğenilmeyebilir ama Sayın Genel Başkan misyonunu henüz tamamlamış değil, 2015 genel seçimlerine Sayın Kılıçdaroğlu önderliğinde gideceğiz. Ondan sonra bakacağız duruma. Tabii ki bu Parti kimsenin babasının malı değil, birileri gidecek birileri gelecek ama bu dostlukla, dayanışma içinde el ele, omuz omuza olacak bu yer ve görev değişimi.” Şeklinde konuştu.
“CHP’de bir kavga yok”
Kendi içinde mutabakat sağlamayan bir parti nasıl iktidara gelebilir? Sorumuzu da yanıtsız bırakmayan Ayan, “Kendi içimizde mutabakatımız sonuna kadar var. Bu Cumhuriyet Halk Partisi’nin istemeyen kesimlerin dile getirdiği bir söylem biçimidir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin İl Başkanları toplantısında gördünüz 78 İl Başkanımız tek bir yumruk halinde hedefini ortaya koydu, açıklamasını yaptı, Genel Başkanının hedefini ortaya koydu, iktidara geleceksiniz, Partinin sol kimliğine sahip çıkmak durumundasınız, barış ve dostluğumuzu, kardeşliğimizi pekiştireceksiniz diye orada hedefimizi ortaya koyduk Sayın Genel Başkana karşı. Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir kavga yok. Kurultayda Tabii ki Parti güçlenecek. Yalnızca Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu değil, parti güçlenecek. Topluma onların istediği, hedeflediği umudu vereceğiz. Hedefimiz bu zaten. Kavgasız, gürültüsüz önümüzde ki 10 ayı dayanışma içerisinde herkesi kimseyi ayrıştırmadan, muhalif arkadaşlarımızı da ayrıştırmadan bu süreci götürmek zorundayız."