Pehlivanoğlu ile yaptığımız keyifli röportajda, 1957 yıllarında geri gittik. Örnek köy olmak için çocukluk arkadaşları Hacı Bekir Koca, Hakkı Alkan ve arkadaşları, bir kütüphane kurmaya karar verdiklerini söyleyen Pehlivanoğlu, Eşekli Kütüphaneye dönüşen Türkiye’nin İlk Köy Kütüphanesi’nin kitabını yazdığını anlattı.
İşte eski günlere döndüğümüz, idealist bir öğretmen olan Pehlivanoğlu öncülüğünde başlayan ve başarıya ulaşan o hikaye;
“BAŞÖĞRETMEN OLARAK ÇALIŞTIM”
Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
1928 yılında Ürgüp’ ün Karain Köyünde doğdum ve ilkokulu bu köyde bitirdim. 1947 yılında Kayseri-Pazarören Köy Enstitüsü’nden mezun oluğ, kendi köyümün ilkokuluna Başöğretmen (Okul Müdürü) olarak atandım. Ürgüp’ ün Ortahisar Beldesi İlkokulunda Başöğretmen olarak çalışırken, 1955 yılında askere çağrılmış, İstanbul -Tuzla Uçaksavar Yedek Subay Okulu mezuniyet töreninde, Okul Komutanı’nın konuşmasına –öğrenciler adına- cevap verme hakkını almıştım. Yüksek öğrenim gördüm, 4 çocuğum ve 8 torunum var. Halen Kayseri’de oturuyorum.
Türkiye’nin ilk köy kütüphanesi’ni nasıl kurdunuz?
Erzincan’da tamamladığım kıta hizmetini takiben, 1956 sonbaharında Ürgüp’e döndüm. Çökek köyünde bir ders yılı çalıştıktan sonra, 1957 yılında yeniden Karain Köyü Başöğretmenliğinde görevlendirildim. Aynı yıl, başkanlığını yaptığım “Karain Köyü Kütüphane Kurma ve Geliştirme Derneği” yoluyla, “Türkiye’nin ilk köy kütüphanesi” bu köyde açılmıştır. Halk hareketi olarak başlayan bu kültürel faaliyet, kısa zamanda Ürgüp’ün diğer köylerine de sıçramış ve beş köyde daha kütüphane açıldı. 1959 Mart ayında memur kadrosu verilen bu kütüphaneler o günlerdeki meraklı okuyucusunu bulamıyorsa da hala yaşıyorlar.
“1978 YILINDA EMEKLİ OLDUM”
Eğitim hayatınızda neler yaptınız?
1959 -60 ders yılında Kayseri’ye atandım. Mustafa Özgür ve Mehmet Karamancı İlkokullarında öğretmenken, Ankara –Gazi Eğitim Enstitüsü’ne dışarıdan devam ederek “Edebiyat Grubu” ve “Pedagoji” bölümlerinden mezun oldum. 1964 yılında ortaöğretime geçmiş, Kırşehir’in Mucur ve Çiçekdağı ile Kayseri’nin Nazmi Toker, Esenyurt Orta okullarında Edebiyat Grubu öğretmenliği ve Argıncık Ortaokulu Müdürlüğü yaptım. 1978 yılında emekliye ayrıldım ama emekli olduktan sonra da eğitimden kopmayarak maddi gelir sağlayacak iş tekliflerine sıcak bakmadım ve kendimi yetiştirmeye devam ettim. Fırsat buldukça okudum, inceledim, araştırdım, gözlemler yaptım ve eğitim ağırlıklı makaleler yazdım. Milli Eğitim Bakanlarına kapsamlı eğitim raporları verdim, çağrıldıkça da Milli Eğitim Şûralarına katıldım.
ATATÜRK’ÜN YAKIN ARKADAŞI ZİYARET ETTİ
Kütüphaneye ilgi nasıldı?
Kütüphaneye ilgi sadece köy ile sınırlı kalmadı. Civar köylerden insanlar da kütüphaneye ilgi gösterdi. Yakın köylerde bu oluşum konuşuldu ve insanlar ‘Biz de bir kütüphane açalım’ demeye başladı. Civar köylerden de kütüphaneye gelip kitap okuyanlara hatta kitapları ödünç alıp okuyup geri getirenlere rastlanırdı. 1958 yılının Haziran ayında bir kafileyle Karain köyüne gelen Atatürk’ün yakın arkadaşlarından Prof. Dr. Hasan Reşit Tankut da kütüphaneyi gezdi ve çok beğendi. Döndüğünde, 18 Haziran 1958 tarihli Ulus Gazetesi’nde Karain’i ve kütüphaneyi anlatan ‘Göreme Yolları’nda’ isimli bir yazı bile yazmıştı.
“BİR HALK HAREKETİYDİ”
O günleri bize kısaca anlatır mısınız?
Bu bir daha yapılması mümkün olmayan bir şeydir. O hareket sadece bir kütüphane hareketi değildi. Bir halk hareketiydi. Ürgüp’ün bütün köylerini saracaktı ve sarmıştı da. Ondan sonra Türkiye’ye sıçrayacaktı. Hatta milli eğitim bakanlarıyla konuşmuştum o zaman. Anlaşmıştık. Türkiye’nin on dört halk eğitim merkezi vardı büyük illerinde. ‘On beşinci halk eğitim merkezini Ürgüp’e açalım, sen de halk eğitim müdürü ol. Gelişmeyi buradan başlatalım.’ dediler. O zaman halk eğitim genel müdürlüğü filan yoktu. Ben de bunu hizmet olarak kabul etmiştim. Onların kabul ettiği esaslara uyarak gerekli muameleleri yaptım. Kaymakamla anlaştık, istek yazısını yazdık. Bu sırada yeni kaymakam geldi. O biraz güçlük çıkardı. Yazıyı yazdık, bir ay içinde emir geldi bakanlıktan halk eğitim merkezi açılması için. İşte o zaman fırtına koptu. Benim halk eğitim müdürü olmam mevzubahis oluyordu. Bakanlık öyle istiyordu. O zaman partizan politikacılar hakimdi. Her şeyi parti açısından görüyorlardı. Karşı partiye yüz veriyorsun, onlara destek oluyorsun diye aleyhimde kampanya başlattılar. Ortalığı bulandırdılar. Ve kışın ortasında, 6 Ocak’ta tayinimi çıkardılar.
Yeni kitabınızdan bahseder misiniz?
‘Eşekli Kütüphaneye dönüşen Türkiye’nin İlk Köy Kütüphanesi & Kazanılan Dünya Birincilik Ödülü’ başlıklı yeni kitabım hazırlık aşamasında. Şimdi kapak çalışmaları yapıyoruz ve kısa zamanda okuyucu ile buluşturacağız.