Ramazanda tabi tatlıya ve dondurmaya ilgi arttı. Talep artınca sahtekarlarda çoğaldı. Vatandaşlar sağlıklı besinlere nasıl ulaşacak?
Bizim kesinlikle vatandaşlara önerimiz ruhsatlı işletmelerden alışveriş yaparlarsa daha iyi olur. Orada sağlık hijyen raporu olmuyor. Her yönden ruhsatlı işletmelerin avantajı var. Ruhsatsız işletmelerden bizlerde rahatsızız. Merdiven altı diye tabir ettiğimiz yerler problem.
“GİTTİĞİNİZ YERLERDE RUHSAT SORUN”
Peki, vatandaş iş yerinin ruhsatlı olup olmadığına bakamaz nasıl anlayacak bu durumu?
Daha ziyade günü birlik yerlerden alırlarsa daha menfaatlerine olur vatandaşın. Ruhsatın zaten vatandaşın göreceği bir yerde asılı olması gerekiyor. Girdikleri yerlerde ‘ruhsatınıza bakabilir miyiz?’ diye sorabilirler. Bizim sektörümüz o kadar basit bir meslek değil. Demirciler odası demir, kömürcüler odası kömür, fark etmez onlar için ama lokantacılar direk insan sağlığına hitap ediyor. Herkesin önemsemesi lazım.
Ramazanda denetimlerin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
Denetimler yapılıyor ama ne derece bende onu anlamakta zorluk çekiyorum. Sokakta hijyen var mı sizce? Sokakta yapılan yemekleri sizler de görüyorsunuz.
“KAYIT ALTINDA Kİ YERLER DENETLENİYOR”
Tabi ki hijyen yok sokakta ama buraların kapatılması yenilerinin türemesinin önlenmesi anlamında hassas davranılıyor mu?
Oralarda denetim falan olmaz. Bizimle alakalı kayıt altında ki esnafı kontrol ediyorlar her zaman için ondan kuşkunuz olmasın.
“18 BİN LİRA CEZASI VAR”
Yapılan düzenleme ile döner, sucuk ve köfteye sakatat karıştırılması artık yasaklandı. Bu yasağa uyuluyor mu sizce?
İsterse uymasın. Tespit edildiği zaman bunun cezası 18 milyar civarında. Evini başına yıkarlar öyle bir şey olsa. Burada da hakkaniyetsizlik var bizim açımızdan. Dondurmacı esnafımıza da ekonomik anlamda olumsuz bir şey olduğunda 18 bin lira cezası var. tek başına çalışan bir esnafa bu şekilde ceza uygulanması da yanlış.
Artık bu işlerin tamamen devlet politikası olması lazım ruhsatlandırılması lazım. Önüne gelenin her şeyi yapmaması lazım. Bundan devlette zarar görür bizde zarar görüyoruz. Bir binanın altında 3 tane 5 tane aynı meslek gurubundan olmaması lazım. Devlet artık bu ruhsatlandırmayı politika haline getirmeli. Bir mahallede kaç tane kasap var, bir mahalle kaç tane lokanta kaldırır bunun atık istatistiğinin yapılması gerekir.
Sayamayacağın kadar çiğköfteci var. Ruhsatsız çalışanlar bizim kanayan yaramız. Sokaklara kadar saçılmış bu adamlar. Kayıt dışıyla mücadele etmek lazım. Biz ayakta durmak için her yola başvuruyoruz. Böyle ticaret olmaz. Esnafın durumu git gide kötüye gidiyor.
“BU KADAR KOPUKLUĞA BİZDE ŞAŞKINIZ”
Kayserililer bu ramazanda lokantalarınızda en çok neye rağbet gösteriyor? Ramazanda en çok ne tüketiliyor?
Bizim hitap ettiğimiz kesim orta direkle taban. Orta direkle tabanda sıkıntı yok. Tavanda da sıkıntı yok yani biz 10 kişilik bir aile doyuruyoruz, bunlar 80 milyonla bir menü yiyip kalkıyorlar. Bu kadar kopukluk olmasına bizde şaşkınız.
Daha çok ramazanda sulu gıdalara önem veriliyor. Uzmanlarda sulu gıdaların tüketilmesini öneriyor. Günün yorgunluğu, susuzluk havalarda sıcak gidiyor. Tatlı işi ramazanda pek rağbet görmüyor. Bu ara meyve sebze bol, sütlü tatlılar, dondurma özellikle fazla tüketiliyor. Bizler de genellikle vatandaş geldiğinde çorba içiyor sonrasında ızgara mı yer, İskender mi yer, yaprak döner mi yer bizim yelpazemiz geniş. Ama müşteri var mı? Kesinlikle masraflarımızın karşılığını alamıyoruz. Zaten amacımız ayakta durmak. Para kazanmak falan değil. Biz günü kurtardığımız zaman bizden iyi insan yok.
“MÜFTÜ EFENDİDE RAHATSIZ OLDU YAPTIĞI AÇIKLAMADAN”
Bu ramazanda lokantalar kapatılsın tartışmasıyla İl Müftüsüne tepkiniz oldu. Gerçi sonrasında iftarda bir araya geldiniz… Bu konuyla ilgili neler söylersiniz? İftarda bu konuyu görüştünüz mü?
Ben aynı zamanda Kıbrıs gazisiyim. Akşam aile ve sosyal politikalar il müdürlüğünün yemeğinde bulundum. Devlet millet bütünleşmesinin en güzel örneklerini gördüm orada. 2 bine yakın davetli vardı. Kayseri protokolü oradaydı. İl müftümüzle beraber akşam namazını kıldık. Birlikte fotoğrafta çekindik. Bizim müftü efendiyle hiçbir sorunumuz olmaz. Onların ayaklarının vardığı yere bizim başımız varmaz. Arada bir yanlışlık var oda düzeltildi. Kayseri’nin nüfusu 1 buçuk milyon bu insanların arasında şeker hastaları var, hiper tansiyon hastaları var, çocuklar var, bayanların özel günleri var varda var. İnsanları rencide etmeden usulüne uygun bir şekilde yerlerse ve yedirirlerse daha hoş olur kanaatindeyim. Diğer illere bakarak Kayserimiz çok şükür daha iyi. Maalesef diğer illerde sizler de görüyorsunuz alkol satıyorlar. Yoksa müftü efendiyle hiçbir problemimiz olmadı, olmazda. Talihsiz bir açıklama oldu. Sonra düzeltildi.
“MÜFTÜ EFENDİ İLE SORUNUMUZ YOK”
Bunda gayemiz Allah şahit ayakta durabilmek için. Daha önceden bende açmazdım. Ama şimdi personelimizin maaşını veremiyoruz. Denize düşen yılana sarılır. Günü kurtarmaya çalışıyoruz beklediğimiz bir menfaat falan yok yani. Herkesin ölçülü davranması gerekir. Müftü efendi de rahatsız oldu yaptığı açıklamadan. 81 ilde düşünebiliyor musunuz bütün lokantalar kapatılsın. Kapatılsın tamam ama mantıklı değil. Tavsiyemiz usulüne uygun yapılsın.