Aslında bu konuyu yazıp yazmamak da çok kararsızdım. Ama yaptığım haberler nedeniyle bunu kaleme almam gerektiğini düşünüyorum.
Bir devlet büyüğümüz Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaretinde gazetecilere küçük bir tavsiyede bulunmuş ve marka şehir Kayseri’ye zarar verecek(!) üçüncü sayfa haberlerini kısaca abartmamızı ima etmişti.
Acaba sorun bizde mi? Yani gazetecilerde… Marka şehir Kayseri’ye üçüncü sayfa haberlerini yazarak zarar mı veriyoruz? Peki marka şehir dediğimiz taş yığını olan Kayseri mi daha önemli ve değerli? Yoksa içinde yaşayan Allah’ın yarattığı adına insan denilen o muhteşem mahlukat mı daha değerli?
Şehir mi, insan mı daha değerli?
Şehri değerli kılan insan değil mi peki?
Ben adliyede daha ağzında süt kokan 9 yaşındaki bir erkek çocuğunun bir sapık tarafından tecavüze uğradığını nasıl yazmam? Nasıl görmezden gelir ya da onu abartmadan yazarım? Ben yazmazsam o karanlık ortaya nasıl çıkacak?
Ya da köpeklerin saldırdığı minik bir bedeni nasıl kaleme almam? Nasıl böylesi bir durumu abartmam?
Cani bir üvey annenin evlatlarına yaptığı zulmü nasıl yazmam? Canavar bir kocanın sokak ortasında katlettiği o kadını nasıl gözlerim görmez?
Ben o 9 yaşındaki çocuğa yapılan iğrençliği yazdım diye hemen yetkililer o çocuk ile ilgilendi, devlet el koydu. Ve onun gibi bir çok davadan sonra bana ulaşıp aile ile görüşerek çocuğa psikolojik ve manevi destek vermek isteyen yetkililer oldu. Yazmasaydım o ve onun gibi haberleri. O küçücük yaşında böylesi korkunç bir şey yaşayan çocuk bir ömür nasıl yaşayacaktı?
Ya da o tecavüzcü sapık, biz haberi yazdık diye cezaevinde kaldığı her günde korku ve panik ile yaşayacak. Başına bir şey gelir korkusu ve vicdan azabı ile…
Yazmasak üçüncü sayfa haberi; o tecavüzcüler deşifre edilmeyince mahkemeden aldığı cezayı yattıktan sonra tekrar dışarı çıktığı zaman hiçbir şey olmamış gibi yaşasın mı?
Benim için marka şehir sadece taş, beton ve yapılan hizmetlerle olmaz? Bence insana yapılan hizmetlerle olur.
Bir toplumun daha ahlaklı, daha bilinçli ve daha temiz bir yaşaması ancak eğitim ve aile yaşantısı ile olur.