Herkes Konuşuyor, Kimse Duyulmuyor
Türkiye’de sokaklarda, kahvehanelerde, sosyal medya paylaşımlarında tek bir ortak cümle var: “Bizi kimse duymuyor.” Hükümet cephesi “istikrar” derken, muhalefet suskunluğa gömülmüş durumda. Oysa vatandaşın sırtında büyüyen yük, her geçen gün daha da görünür hâle geliyor. Fiyatlar yükseliyor, gelir sabit kalıyor. İnsanlar artık sadece temel ihtiyaçlarını değil, gelecek umutlarını da kısmaya başladı.
Adaletin Kantarı Bozuldu mu?
Son günlerde yargı kararları üzerine dönen tartışmalar, kamuoyunun adalet duygusunu ciddi biçimde zedeliyor. Sosyal medyada sıkça paylaşılan bir yorum durumu özetliyor: “Kimin suçlu olduğuna mahkeme değil, gündem karar veriyor.” Güven duygusunun sarsıldığı bir sistemde, adaletin sağladığı toplumsal denge de kaçınılmaz olarak bozuluyor. Herkes kendini potansiyel bir mağdur gibi hissediyor.
Ekonomide Kabullenilmiş Çöküş
İğneden ipliğe zam geldiği artık haber değeri bile taşımıyor. Çünkü alıştık. Oysa en tehlikelisi bu: Ekonomik kriz olağanlaşırsa, çöküş de normalleşir. Emekliler, asgari ücretliler ve küçük esnaf bir nevi “hayatta kalma modunda.” Faiz politikaları ile enflasyon arasında sıkışmış ekonomi yönetimi, piyasaya güven vermek yerine belirsizlik yayıyor. Vatandaş ise günü kurtarmaya odaklı bir yaşamla geleceğe dair tüm umutlarını ertelemek zorunda kalıyor.
Toplum Kabına Sığmıyor Ama Susuyor
Artık sokağa dökülen kalabalıklar yok; ama içe atılan büyük bir öfke var. Üniversite mezunu gençlerin işsizlik oranı %30’lara dayanırken, kamu kadrolarına liyakatsiz atamalar “biz neden okuyup çabaladık” sorusunu yükseltiyor. Gençlik artık sadece umutsuz değil, bir o kadar da kırgın. Sessizliğin ardında derin bir toplumsal bıkkınlık saklı.
Medyanın Aynası Kırık
Ana akım medya hâlâ “müjdeler” sunarken, halk bambaşka bir gündemi yaşıyor. Bu kopukluk, toplumun bir bölümünü haber alma ihtiyacından uzaklaştırırken, diğer bölümünü alternatif kaynaklara yöneltiyor. Gerçeklikten uzaklaşan medya, artık iktidar ya da muhalefet fark etmeksizin geniş kitlelerin güvenini kaybetmiş durumda.
Son Söz: Bu Sükûnet Geçici
Türkiye’de şu an yaşanan en belirgin hâl, büyük bir suskunluk. Ama bu sessizlik; kabul ediş değil, biriktiriştir. Ekonomide, adalette ve siyasette yapılmayan her reform; toplumun sırtına yeni bir yük olarak ekleniyor. Ve bu yük, bir gün bir çığlıkla kırılacak. O gün geldiğinde kimse, "Neden kimse uyarmadı?" demesin.