Yargılama boyunca DEAŞ örgütünün Kayseri emiri olduğu söylenen zanlı, her fırsatta mahkemede bağıra bağıra ‘Kafir Kılıçdaroğluna yönelik eylemdi’ diyor.
Eylemin adını bile ‘yalnız kurt’ koyduklarını söylüyor.
Mahkeme heyetimiz kararını açıklıyor. Karara sonsuz saygımız var ancak nasıl olur da emniyet sayesinde o suikasti gerçekleştiremeyen zanlıya ‘eylem hazırlık aşaması’nda diyerek beraat kararı veriyor.
Ayrıca ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçunun da ‘örgüt üyeliği’ kapsamında kaldığı düşüncesiyle sadece üyelik suçundan ceza veriliyor.
Mahkemenin her celsesini takip ettim, o suikasti düzenleyen şahıs Oğuzhan K. hatta bir seferinde bana dönerek Şeref Kahraman ‘doğru yaz, söylediklerimi noktasına kadar yaz’ diyerek beni takip ettiğini bile belli etti.
Mahkemede bu şahıs açık açık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve ülke yöneticilerimize ‘tağut’ (Allah’ın kanunlarını uygulamayanlar) diyerek tepki gösteren, tanıklar dinlenirken ‘namus, şeref üzerine yemine’ edilirken ayağa kalkmayan, şeriat da şeriat diyen insanlar.
Bu adam yaptığı suikast ile daha ne kadar anayasal düzeni ortadan kaldırmaya kalkışabilir ki!
Bu kararın doğru olmadığını düşünüyorum.
Sadece örgüt üyeliğinden ceza verilerek bu kişiler cezalandırılmamalıydı.
Emniyetimiz sayesinde önlenen bu girişim sonuçsuz kalıyor, demiştim. Peki ya güvenlik açığı olsa ve o araç yürüyüş yapan kalabalığa dalsa, ortalık kan gölüne dönseydi…
Emniyet güçlerimiz tedbiri aldı, Allah da korudu o insanları…
Yargımıza saygımız sonsuz, umarız bu dava ile ilgili açıklanacak gerekçeli karar gerçekten de bu halkı memnun eder.