Uzun hikaye....

Bazı anlar vardır; öylece geçip gitmezler. Zaman durmaz ama sanki ağırlaşır. Kalp, ritmini şaşırır; dünya aynı dönse de bir şey değişmiştir.

Abone Ol

İşte o anlardan biri, bir insanla göz göze gelindiği o ilk andır.
"Seni ilk gördüğümde anlamıştım sonumuzu..." cümlesi, işte böyle bir anın, içimize kazınan duyguların, dile dökülmüş hâlidir.

Aşk, çoğu zaman anlatılmaz; yaşanır. Ama bazen öyle anlar olur ki, insan daha ilk bakışta yaşanacakları bilir gibi olur. Kalpten gelen bir sezgi, bir fısıltı sanki kulağa der ki:
"Hazır ol. Hayatın artık aynı olmayacak."

Bir Bakışla Başlayan Yolculuk

O ilk bakışta, karşındaki kişinin hayatının ne kadarını kaplayacağını bilemezsin belki. Ama onun sıradan bir karşılaşma olmadığını hissedersin. Bu, ne tamamen mantıkla ne de rastlantıyla açıklanabilecek bir şeydir. Kalbinin, aklından önce hareket ettiği nadir anlardandır bu. O an içini bir sıcaklık kaplar; sanki bir zamanlar eksik olan her şey tamamlanmak üzeredir.

İşte bu yüzden, bazı insanlar hayatımıza bir başlangıç olarak değil, doğrudan bir yolculuk olarak girer. Ve biz, o yolculukta her adımı önceden bilmesek bile, onların sonunda bir "biz" olacağını hissederiz.

Kader mi, Seçim mi?

Aşkın büyüsü, sadece duygularda değil; aynı zamanda zamanın nasıl değiştiğini fark etmemizdedir. Bazı ilişkiler vardır ki başlarken bile içinde bir son taşır. Ama bu son, kaçınılacak bir yıkım değil; yaşanacak bir bütünlüğün, tamamlanmış bir hikâyenin sonudur. Kimi zaman birlikte, kimi zaman ayrı düşülse bile... Aşk, en çok yaşanırken güzeldir.

“Seni ilk gördüğümde anlamıştım sonumuzu,” diyen biri aslında şunu da söylüyordur:
“Seninle ne yaşanacaksa, buna razıydım. Sevinçlerine de, acılarına da... Çünkü seninle olmaktı mesele.”

Bu teslimiyet, bir zayıflık değil; tam aksine, derin bir sevginin ve kabulün ifadesidir. Aşk, her zaman mutlu sonlarla bitmese de her zaman değerli bir başlangıçtır.

Aşkın Sessiz Gücü

Gerçek aşk, çoğu zaman bağırmaz. Sessizdir, derinden işler. Gözlerdeki küçük bir parıltıda, elin hafif bir dokunuşunda, birlikte susulan dakikalarda büyür. Birbirinin hayatına saygıyla yaklaşmak, birbirinin varlığını kutsamak gibidir bu.

Aşk, yalnızca tutkulu anlarda değil, sıradan günlerin içinde de kendini gösterir.
Sabah kahvesinde, yorgun bir akşamda, gözlerden okunan yorgunluğu fark edip söylenen “iyi misin?” sorusunda saklıdır.
Ve bu yüzden aşk, bir macera değil; bir yol arkadaşı seçimidir çoğu zaman.

Birlikte Yaşanan Sonlar

Hayat her zaman beklediğimiz gibi akmaz. Bazen yollar ayrılır, bazen hikâyeler yarım kalır. Ama sevgiyle yaşanmış her şey tamamdır aslında. Son, bir bitişten çok, bir tamamlanmadır.

“Seni ilk gördüğümde anlamıştım sonumuzu,” demek, pişmanlık değil, şükran dolu bir ifadedir.
“Seninle yaşadım ve büyüdüm,” demenin bir başka yoludur.

Ve belki de aşk budur:
Birini ilk gördüğünde onunla yaşayacaklarının tamamını hissedip, yine de o hikâyeyi yazmaya razı olmaktır. Çünkü o hikâyede acı da olsa, mutluluk da, her şey gerçektir...