Ve toplumun en zengin yüzde 20'sinin gelirinin, en yoksul yüzde 20'sinin gelirine oranı yüzde 7,5'ten 7,8'e çıktığını açıkladı.
Bu ne demek oluyor biliyor musunuz sevgili okurlar…
‘Zengin daha da zengin, yoksul daha da yoksullaştı’ demek oluyor.
Yoksulluk sınırına göre yoksulluk oranı bir önceki yıla kıyasla 1,1 puan artarak yüzde 21,2 oldu. Tek kişilik hane halklarının yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 1,4 puan artarak yüzde 9,6, tek çekirdek aileden oluşan hane halklarının yoksulluk oranı 0,4 puan artarak yüzde 12,9, en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hane halklarının yoksulluk oranı ise 0,9 puan artarak yüzde 18,8 olarak hesaplandı.
Ben sizlere öyle yüzdelerle konuşmayıp kısa kısa o veriler ne anlama geliyor açıklayayım…
Yoksul sayısı yükseldi…
Eğitimli olan sıkıntı çekiyor…
Nüfusun yüzde 70’i borçlu…
Üniversiteli yoksul oranında artış yaşandı…
Her 3 kişiden birinin çatısı sızdırıyor. Ülkenin yüzde 32,2’si iki günde bir etli yemek masrafını karşılayamıyor…
Bir yıl içerisinde ülkenin yarısından fazlası bir haftalık bir tatil yapamadı…
Çünkü geçim sıkıntısı var…
Sevgili okurlar, anlayacağınız veriler ürkütücü boyuta ulaştı
Farkında mısınız bilmiyorum? Gelirinden fazla tüketmeye alışmış bir toplum haline döndük.
Orta sınıf diye bir kesimi kaybettik ve tamamen ya yoksul kesim, ya da zengin kesim olduk.
Bu istatistikler ülkenin geleceğini çok kötü karartıyor ama yine de düzelir diye umut edelim…
Dostoyevski ne diyor: “Umutsuz yaşamak, hayattan istifa etmektir.”
Ne hayattan, ne ülkemizden istifa etmeyelim, umudumuzu kaybetmeyelim…