Zübeyde hanım…
Bir kitapta okumuştum.
Zübeyde anne, vefatından bir yıl kadar önce vasiyette bulunmuş, “Ben öldükten sonra ruhuma her sene hatim okunsun isterim, bunun için bir miktar para bırakmak isterim” demiş.
Darüşşafaka’yı önermişler, bağışta bulunulmuş. Her sene Kadir Gecesi’nde bir Darüşşafaka öğrencisinin hatmi şerif icra etmesini, bundan doğacak sevabı başta Hazreti Muhammed ve ailesi olmak üzere enbiya ve evliyalara, kendi gelmiş ve geçmiş aile efradının ruhlarına bağışlamasını şart koymuş.
Vefat ettiğinde de Mustafa Kemal Atatürk bu vasiyeti öğrenmiş ve her yıl annesi için hatim okutmuş.
Hatta yine aynı kitapta Mustafa Kemal Atatürk’ün elinde hep bir Kur’an-ı Kerim olurmuş. Trablusgarp Savaşı’nda Libyalı mücahit şeyh Ahmet Sünusi tarafından kendisine hediye edilmiş. Atatürk 8 yıl boyunca nereye gitse Kur’an-ı Kerim’i yanında taşırmış. Annesine hediye alırken sürekli seccade, başörtüsü ve tespih gibi eşyalar alırmış. Ve annesine ilk maaşı ile etrafı sim sırmaya işlenmiş başörtüsü göndermiş.
Daha neler neler var Zübeyde hanımın hayatı ile ilgili… Öyle ders verici, öyle yürekten ki…
Atatürk evde oturdukları vakit gideceğini söylediğinde kardeşi Makbule’nin ağlamasına otoriter bir ses tonuyla ‘sen asker kardeşisin, ayıp, ağlanır mı hiç?’ diye kızını haşlayan Zübeyde hanım, sabahlara kadar üzüntüsünden bayılıp, kendi duygularını bastırıp, yine de oğluna ‘gitme’ diyemeyen güçlü bir kadınmış.
Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Gazi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım, 14 Ocak 1923'te hayatını kaybetmişti. Ölümünün 96.yıldönümüydü…
Böylesi kutsal bir anneyi ölüm yıl dönümünde unutmak istemediğim için sizlerin de okuması için bu köşeyi kaleme aldım.
Ulusumuzun kurtuluş ve kuruluş mücadelesinin mimarı, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın annesi Zübeyde Hanım’ı saygı, rahmet ve dualarla anıyoruz.