Bir zamanlar “bir gencin kalbinde iyilik varsa, orada umut vardır” denirdi. Şimdilerde ise "CV’ye yazar mıyım?" sorusu daha baskın. Peki, gençlerin gönüllülükle imtihanı ne durumda? Sizi şaşırtacak veriler ve dikkat çeken görüşlerle bu yazıda gönüllülüğün nabzını birlikte tutuyoruz. Hazırsanız samimi ama bir o kadar da çarpıcı detaylarla dolu bu yazı tam da size göre!
Z kuşağının gönlünde gönüllülük mü, yoksa konfor alanı mı var?
Z kuşağının değerleri farklı, bunu artık hepimiz kabul ettik. Ama “farklılık” bahanesiyle sorumluluktan kaçmak da kolaylaştı. Gönüllülük deyince akıllara gelen ilk şey artık "bu bana ne kazandırır?" sorusu olunca işler sarpa sarıyor. Birçok genç gönüllü çalışmalara zaman ayırmak yerine online dünyada "aktivist gibi görünmeyi" tercih ediyor.
Gönüllülük motivasyonu değişiyor: İyilikten kariyer hamlesine
Eskiden gönüllülük saf bir iyilik hareketiydi. Bugünse gönüllü projeler daha çok “özgeçmişe eklenecek bir madde” ya da “yurt dışı başvurusu için bonus” olarak görülüyor. Bu da içten gelen yardımlaşma duygusunu gölgeliyor. Gerçekten yardım etmek isteyenler ise bu yüzeysel yaklaşım arasında kaybolabiliyor.
Pandemi sonrası gönüllülük düşüşte
Covid-19 pandemisi sonrası sosyalleşme alışkanlıklarımız gibi gönüllülük anlayışımız da değişti. Evden çıkmaya üşenen, toplumsal konulara mesafeli duran bir gençlik profili oluşmaya başladı. Gönüllü olmak artık “fazla çaba gerektiren bir iş” gibi görülüyor.
“Gönüllüyüm ama sınırlarım var” dönemi başladı
Günümüzde gençler sınırlarını çok iyi çiziyor. Haftada bir saatten fazla gönüllülük yapmam, fiziksel bir yere gitmem, çok yorulmam gibi şartlar gönüllü organizasyonlarını zor durumda bırakıyor. Yeni gönüllülük anlayışı “az yorul, çok görün” mottosuna dönmüş durumda.
Sosyal medya gönüllülüğün önüne mi geçiyor?
Sosyal medya sayesinde gönüllü projelerin yayılması kolaylaştı ama bu durum sahada çalışan el sayısını artırmak yerine sadece görünürlüğü yükseltti. Beğeni toplamak uğruna yapılan yardımların, gönüllülüğün ruhunu nasıl gölgelediği tartışma konusu.
Eğitim sisteminde gönüllülüğe yeterince yer veriliyor mu?
Okullarda gönüllülük kültürü neredeyse yok. Zorunlu sosyal sorumluluk projeleriyle öğrenciler gönüllülüğe zorlanıyor, bu da zaten az olan isteği tamamen söndürüyor. Oysa gönüllülük, kalpten gelmeli; not karşılığı değil, umut karşılığı olmalı.
Gençler hâlâ gönüllü olmak istiyor ama...
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki gençler gönüllülüğe karşı tamamen ilgisiz değil. Ancak rehberlik, fırsat ve güven eksikliği nedeniyle adım atmıyorlar. Doğru yönlendirmeyle gönüllülük ruhu yeniden alevlenebilir.
Yeni nesil gönüllülüğe yeni bir dil gerek
Gönüllülük kampanyaları artık gençlerin dilinden konuşmalı. Onlara sadece “yardım et” demek yerine, neden ve nasıl yardımlarının dünyayı değiştirebileceğini anlatmak gerek. Empatiyle, samimiyetle ve yaratıcılıkla…
Gönüllülük bitmedi, sadece şekil değiştiriyor
Belki de gönüllülük artık “klasik” değil ama bu, tamamen kaybolduğu anlamına gelmiyor. Gençler farklı yöntemlerle, dijital yollarla ve bireysel projelerle gönüllülüğe yeni bir soluk getiriyor olabilir. Onları anlamak, eleştirmekten daha yapıcı bir yaklaşım olur.
Gönül ister ki gönüllülük yeniden moda olsun!
İçten gelen iyiliğin yerini algoritmalar almış olabilir ama hâlâ umut var. Belki de sadece gençlerin gönüllülüğe dair yeniden ilham alması gerekiyor. Gönüllülük, sadece yardım değil; aynı zamanda insan olmanın en güzel hali.