Genel olarak ülkemizde git gide yaygınlaşan Hepatit C’nin diğer bazı hepatit türleri gibi sinsice ilerleyen bu tipin karaciğer yetmezliği, siroz ve hepatoselüler kanserine yol açabildiğini belirten Dr. Eryılmaz, “Karaciğer vücudumuzu zehirlerden arındırılmasında önemli bir organ olup, zarar görse de kendini sürekli yenileyebildiğinden tekrar sağlıklı haline dönebilmektedir. Karaciğere en çok aşırı tüketilen alkol, gereksiz ve aşırı kullanılan ilaçlar, enfeksiyonlar, uygunsuz iş alanlarında çalışma, kimyasallar v.b. nedenler zarar verir” dedi.
VİRÜSÜN HANGİ YOLLARLA BULAŞIR?
Eryılmaz, Hepatit C’nin virüse bağlı enfeksiyon hastalığı olduğunu belirterek, “Kişiden kişiye her türlü vücut sıvısından bulaşabilme riski vardır. Korunmadan cinsel ilişki yaşayanlarda bulaş riski artmaktadır. Anneden doğum esnasında ve sonrasında farklı oranlarda bebeğe bulaş riski vardır. Hemodiyaliz hastalarında, madde bağımlılarında, kronik hastalığına bağlı kan ürünü kullananlarda, aynı ortamda yaşayıp diş fırçası, traş bıçağı gibi eşyaları ortak kullananlarda bulaş riski artmaktadır. Dişçi ekipmanları, kuaför malzemeleri, dövme ekipmanları yeterince dezenfekte edilmeden kullanılırsa virüsün yayılmasına neden olabilir” diye konuştu.
BELİRTİLERİ NE ZAMAN BELLİ OLUR?
Virüsün vücuda girdikten 1 ay ile 6 ay civarı süre geçtikten sonra belirtiler vermeye başladığını söyleyen Eryılmaz, “6 ay kadar virüse direnen metabolizma cevaben antikor üretirken, % 5-10 hasta kronikleşebilir. Halsizlik sinyaliyle başlayan şikayetler karın üst kısmında şişkinlik ve aşırı tokluk hissi ile sürer. Halsizlikle beraber soğuk algınlığındaki ağrı benzeri belirtiler görülür. Bu şikayetleri olanlar hemen doktoruna başvurarak gerekli kontrolleri yaptırmalıdır. Gözler ve vücutta oluşan sarılık ise karaciğer rahatsızlıklarında kanda artan biluribin miktarına bağlıdır. Bu sarılık bulgusu hepatitler dışındaki birçok karaciğer, safra kesesi, pankreas rahatsızlığında da görülebilir” diyerek, her sarılık görülenin de hepatit olmadığını vurguladı.
HEPATİT C HANGİ İÇ ORGANLARA YAYILIR?
Dr. Eryılmaz, Hepatit C’nin öncelikle ve özellikle karaciğeri hedeflese de böbrek, kemik iliği, salgı bezleri, dolaşım sistemi gibi diğer organları ve sistemleri de etkileyip zarar vererek fonksiyon kaybına neden olduğunu belirtti.
“Beslenmemize dikkat ettiğimizde diğer Hepatit türlerinde olduğu gibi sağlıklı ve dirençli bir karaciğere sahip olabiliriz” diyen Ertılmaz, bilinçli yağ tüketimi ile hayvansal yağların yerine bitkisel yağların önerildiğini söyleyerek, “Yeterince bakliyat, en az seviyede şeker tüketimi hedeflenmelidir. Katkı içeriği fazla, fazla işlemden geçirilmiş besinlerden uzak durmalıdır. Tarım ilaçlarına bağlı toksin içeren besinler bol su ile iyice arındırılmalıdır. Gerek mekanik, gerek kimyasal, gerekse de biyolojik kirlerden arındırmadaki titizlik sağlık ve direnç konusunda karaciğerimize çok katkı sağlar. Çocuklarda daha sinsi seyirli olan, hemen tamamına yakını kronikleşme eğiliminde olan ve şikayet bulguları vermeyen hastalıktan çocukları korumak için; hijyen kurallarına uyum aile ve okul tarafından yakın izlenmelidir” dedi.
VİRÜSTEN KORUNMA YOLLARI
Aşı çalışmalarının virüsün yapısı ve alt grupları sebebiyle başarısız olduğuna değinen Eryılmaz, “Yani hala Hepatit C aşısı yoktur. Tek korunma yolu hastalığı bilmek ve sakınarak bulaşı önlemektir. Bilinçsiz hastaları da toplum adına kendilerine dikkat ederek bulaşa sebep olmamaları hususunda bilinçlendirmektir” diye sözlerini tamamladı.
[Haber/Foto: Şeref Kahraman]