Develi

Kayseri'de unutulmuştu, geri döndü! Develi'den dünyaya açılıyor

Develi'nin Zile Mahallesi’nde tarihi bir konakta Anadolu'nun unutulmaya yüz tutmuş kültürel mirası parçalı bohça geleneği, sanatla yeniden hayat buluyor. İşte detaylar...

Abone Ol

Kayseri’nin Develi ilçesine bağlı Zile Mahallesi’nde yaşayan 81 yaşındaki Sabire Özkan’a ait tarihi konakta, yüz yıllardır Anadolu’da kadınların el emeğiyle yaşattığı “parçalı bohça” geleneği, yeniden gün yüzüne çıkıyor. Fransız sanatçı Elizabet Strub Madzar öncülüğünde bir araya gelen kadınlar, bu kültürel mirası hem koruyor hem de sanatsal formlarla geleceğe taşıyor.

"Hayat Ağacı" grubu kültürü sanatla buluşturuyor

Sabire Özkan, Melek Genç, Ayşe Karabaş ve Aslı İçerliler’in oluşturduğu dostluk grubu, kültürel değerleri sanatla harmanlayarak üretim yapıyor. Elizabet Strub Madzar’ın öncülüğünü yaptığı “Hayat Ağacı” adlı grup, Anadolu’nun eski kumaşlarını değerlendirerek, geçmişin izlerini taşıyan eserler üretiyor.

Grubun adı, Anadolu'da sıkça kullanılan ve yaşamın sürekliliğini simgeleyen “hayat ağacı” motifinden ilham alıyor.

'Patchwork değil, bizim kültürümüz'

Patchwork’ün aslında Anadolu kökenli bir teknik olduğunu vurgulayan Madzar, bu konuda şu ifadeleri kullandı:

“İngilizcesi patchwork ama Anadolu’da bu teknik zaten vardı. Yamalı bohça, kırkpare, kadınbeğendi, kuriş gibi isimlerle anılıyordu. Avrupa’dan geldiği sanılıyor ama aslında bizim coğrafyamızda yaşayan bir halk sanatı. Kumaşların geçmişini araştırdım, aile yadigârı olan kumaşları değerlendirmek istedim. Eskimiş parçaların sağlam taraflarını kullanarak yeni anlamlar yükledik"

Antika kumaşlardan sanat eserine

Hayat Ağacı grubu, antikacılardan topladıkları yıpranmamış kumaşları işleyerek, yatak örtüsü, pano, kaftan ve seccade gibi ürünler hazırlıyor. Her parça özenle bir araya getiriliyor ve ortalama bir yatak örtüsü 9 ayda tamamlanıyor. Ürünlerde yer alan motifler yalnızca estetik değil, aynı zamanda derin anlamlar taşıyor.

Örneğin; Selçuklu’nun 8 köşeli yıldız motifleri, Fatma Ana’nın eli, kandil ve alem figürleri gibi kültürel semboller, her bir çalışmaya ruh katıyor.

Kültürü yaşatmak, Türkiye’yi tanıtmak

Grubun amacı sadece estetik ürünler üretmek değil. Her eser, aynı zamanda kültürel bir mesaj taşıyor. Anneannelerden kalma kumaşlar, torunların çeyizlerine dahil edilerek yeniden hayat buluyor.

“Her sene bir temayla çalışıyoruz. Osmanlı ve Anadolu sanatı çok derin; ömrümüz yetmez hepsini yapmaya. Yaptıklarımız satışa sunulmuyor, çünkü amacımız ticaret değil, kültürü yaşatmak. Sergiler düzenliyoruz ve her bir eser, izleyiciye mesajlar veriyor,” diyen Elizabet Strub Madzar, projenin kültürel misyonuna dikkat çekiyor.

Parçalı Bohça nedir?

Parçalı bohça, Anadolu kadınlarının atık kumaşları değerlendirerek oluşturduğu, yüzyıllardır süregelen geleneksel bir sanattır. Kırk parçadan, hatta yüz parçadan oluşan bu bohçalar; seccadelerden yatak örtülerine, aynalıklardan iç yeleklere kadar pek çok alanda kullanılır.

Bohçalar genellikle beş kare ve dikdörtgen parçalardan oluşur. Bu beş köşe, İslam’ın beş şartını simgelerken, ortadaki kare Kâbe’yi, yanlar ise yönleri (kuzey, güney, doğu, batı) temsil eder. Böylece her bohça hem estetik hem de sembolik bir anlam taşır.

Unutulan değer, Avrupa’dan yeniden pazarlanıyor

Son yıllarda Türkiye’de el işlemeciliği ve yamalı bohça geleneği unutulmaya yüz tutsa da, Avrupa ve Amerika’da “patchwork” adı altında yeniden popülerlik kazandı. Ancak bu teknik, aslında Anadolu kadınlarının asırlardır uyguladığı bir geri dönüşüm ve sanat formudur.