Bir önceki yazımızda travma çeşitlerini ve buna bağlı hastalık örnekleri vermiştim. Bizim çıkış noktamız her zaman hastalıklardır.

Ne dedik  “Hastalığını söyle Travmanı Söyleyeyim” elimizde artık çelişkiye yer bırakmayacak kadar net bir travma çeşit ve hastalığımızın çıkış noktası olan travmalarımızın listesi var.

Bu travmaları bulurken de hadi uzan bakalım çocukluğundan başlayalım demiyoruz. Başlangıç noktamız her zaman şu soru;

Hastalığınız ne zaman başladı?

Bu bizimtravmayı bulmamızdaki zamanı daraltmak adınaçok önemli bir soru.  Oturup da çocukluğumuzdan itibaren travma ararsak sonucu bulmamız bir hayal olacaktır.

Bize gereken o hastalığın nedeni olan travmayı en kısa zamanda bulmamızdır. O travmayı bulamaz isek boşa vakit harcamış oluruz. Bulalım ki hedef tahtamızda bize bu travmayı yaşatan olayla veya kişiyle yüzleşip, affedip, kabullenmeye geçerek beynimize kazınan travmayı nötr hale getirelim. Sonra kapatma düğmesine basmamıza imkan olsun.

Sorumuzun cevabını aramaya ilk önce Hastalığa başladığımız yılı belirleyerek başlıyoruz. Buradaki amacımız hastalığa konu travmanın çemberini daraltmak ve konu başlıklarını belirlemektir. Belirlenen yıldan geriye dönük ilk 5 yılda yaşanılan travmalar en çok sonuç aldığımız seçenekler oluyor. Buradaki mantık;hafızayı zorlarken konu başlıklarıyla soruna bakabilmek böylelikle seçenekleri azaltmaktır. Fazla zaman geçmemiş olması travmayı bulamamızda çok etkilidir. Eğer bu dönemde bulamaz isek bir 5 yıl daha ekleyerek geriye dönük 10 yıla bakıyoruz.

Buna örnek olarakdiyelim ki 2020 yılından beri egzama problemimiz var. Bize ilk lazım olan 2020 yılından 2015 yılına kadar yaşadığımız geriye dönük Ayrılık, kayıp travmalarımıza bakmamız gerekiyor. Kimden ayrıldık, kimi kaybettik, sevdiğimiz bir yerden taşınmak zorunda mı kaldık? Okumaya başka bir şehre mi gittik… gibi bizi üzen kayıplar ve ayrılıkları bir liste halinde yazıp en çok yaralayan olay hangisi ise ondan başlayarak çalışmalara başlayabilirsiniz.

Tabi ki bizim en büyük sorunumuz ana travmayı bulmaktır. Kimi zaman çok yaklaşırız. Ama pes etmek yok! Çünkü hiçbir zaman tek çalışmada bulunacak yada çözülecek diye bir garantimiz yoktur. Travmayı buluncaya kadar defalarca çalışmamız gerekebilir.

Kişinin mustarip olduğuhastalığın nerede olduğu,travmayı bulmamızda bizi yönlendirecektir. Olaylara bakış açımızı ve sonuca ulaşmamızı kolaylaştırır.

 

Burada önemli bir konuyu da atlamayalım! 

Travmaları yorumlarken yaşanan durumun alt beyinde nasıl yorumlanıp ona göre nasıl bir savunmaya geçilmiş olabileceğini iyi saptamak lazım. Yani bizim üst beyinle bir şey olmaz dediğimiz bir durum alt beyin tarafından bir felaket olarak görülmüş ve kişinin hayatta kalması için bir organı güçlü kılmak adına bu süreci başlatmış olabilir.  Bizim de alt beyin mantığı ilebakmamız gerekiyor. Ancak o zaman çözüme ulaşmamız daha çabuk olur.

Bulduğumuz travmalar aslında danışanımızın hayatından bir kesit oluşturuyor. Burada korkuları, hayat mücadelesi, değersizlikleri,hayattan beklentileri inceliyor ve sonucunda yaşadığı bir travma sonrasında başlamış olan döngünün hastalığa kadarki evrimin tedavisini bulmaya çalışıyoruz.

Her hastalığın ve travmanın çalışması kişiye özgü olması gerekiyor. Çünkü benim hikayemle senin hikayen hiçbir zaman aynı olamaz.

Son olarak okurlarımdan bir ricam olacak. Yorumlarda konuşulmasını istediğiniz, bilgi almak istediğiniz hastalıklar veya travmalar hakkında sorular sorup beni yönlendirebilirsiniz. Hep beraber öğrenmeye devam ederiz.

Uyarı: Yazılarım Kesinlikle tedavi amacı taşımaz