2025 yılı itibarıyla otomobil pazarında ciddi bir dalgalanma yaşanıyor. Yeni araç fiyatlarının yükselmesi ikinci el pazara olan ilgiyi artırırken, bu ilgi bazı modellerde hayal kırıklığıyla sonuçlanabiliyor. Motor performansı veya marka prestiji, ikinci elde aynı etkiyi yaratamayabiliyor. Fiyat/performans dengesinin bozulduğu modeller hızlı şekilde değer kaybediyor. Bu tablo, ikinci el araç seçiminde çok daha dikkatli olunması gerektiğini ortaya koyuyor.
Lüks segmentte bile kayıplar yaşanıyor
Değer kaybı sadece alt segment modellerle sınırlı değil. Özellikle Alfa Romeo Giulia, sınırlı servis ağı ve pahalı bakım giderleri sebebiyle listelerin üst sıralarında. Jaguar XE ve XF de, prestijli kimliklerine rağmen ikinci elde hızla değer kaybedenler arasında. BMW 7 Serisi ve Mercedes-Benz S Serisi gibi lüks modeller de, yüksek işletme maliyetleri nedeniyle ikinci elde alıcı bulmakta zorlanıyor. Üst segmentin bile bu değişimden etkilenmesi dikkat çekici.
Elektrikli araçlarda hızlı teknoloji yorgunluğu
Sektördeki yenilikler, özellikle elektrikli araçları hızla yaşlandırıyor. BMW 5 Serisi Hybrid ilk yılında yüzde 19,9 değer kaybederken, Tesla Model S yüzde 17,2 ile onu izliyor. Porsche Taycan gibi öncü modeller bile ikinci elde yüzde 15’in üzerinde değer kaybına uğruyor. Teknoloji geliştikçe bir önceki yılın aracı hızla geride kalıyor. Bu da elektrikli araç sahipleri için yeni bir risk boyutu anlamına geliyor.
Çinli ve Fransız markalar da darbe aldı
Servis altyapısı henüz oturmamış olan Chery Tiggo 7 ve 8, MG 5 gibi Çinli modeller Türkiye pazarında değer kaybına uğruyor. Fransız üreticilerden Peugeot 508 ve Citroen C5 Aircross da beklenen ilgiyi ikinci elde göremiyor. Başlangıç fiyatlarının yüksekliği ve rekabetçi olmayan donanım dengesi, bu markaların ikinci elde zorlanmasına neden oluyor. SUV sınıfındaki Ford Explorer Hybrid ve Tesla Model Y gibi modeller de değer kaybı listesinden nasibini alıyor.