Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada savunma yapan Kılıçarslan Eğitim Vakfı Mütevelli Heyeti Mehmet Karakaya, "El halısı üretimi yapmaktayım. 1986'da kurulan Kılıçaslan Vakfı'na 21 yıl sonra dahil oldum. Mütevelli üyeliğini o dönemde Yılmaz Akansu'nun ısrarı ve teklifi ile kabul ettim. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. 200 kişi için vakfımızda burs kararı alındı. 170 kişi başvurdu, hepsine de burs verdik. Ben 17-25'i bilmem, benim başımda 17 tane 17-25 var. FETÖ evlerinde ben kalmadım, kalana sorun. Bundan sonra yolun üstünde taş bulsam almayacağım. Mütevelli toplantıları Genelkurmay'ın milli güvenlik toplantıları gibi değil. İşadamlarını bir araya getirmek zor. Öğrencilerin burs için kartlarındaki paraları vakfımızdan bir kişinin çektiği iddia edilmekte. Bu çeken kişiler arkadaşım çıkarsa asın beni. Öğrencilere Bank Asya'ya teşvik yapmadık. Bu bankalardan parayı çektiği söylenen ya da öğrenciler çektikleri bursu ağabeylerin aldıklarını iddia etmektedirler. Bu kişiler bu salonda ne müşteki olarak ne de sanık olarak yok" diye konuştu.
Kılıçaslan Eğitim Vakfı'nın Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Akansu'nun bunamış ve yalancı olduğunu söyleyen Karakaya, "Ben babamın elinden başkasının elini öpmezken, hayır yapıyor diye bu insanın elini öptüm. Demek ki maraz doğmuş. Yanında polis Mustafa diye birisini çalıştırıyor. Yetkisini tam anlayamadım ama o kişi başkanın imzaladığı karar sayfasının üzerini çizip iptal edebiliyordu. Yaptığımız iyilikler döndü, yılan gibi bizi soktu. Vakfın yeri Yılmaz Akansu'nun, Camikebir'de kendi iş hanındaydı ve Akansu 20 yıl para almadı. Günlük vakfı kontrol ediyordu ve büyük olarak laf sözünün üstüne söz olmazdı. Ancak şimdi tapuya gitse yaşından dolayı rapor isterler. 82 yaşında, 4 diyor, 9 diyor" ifadelerini kullandı.
Kendisi yerine iki kere sahte imza atıldığı sorusuna Karakaya, 'Bu Yılmaz Akansu'ya sorulsun. Benim imzam değerlidir, bu işin peşindeyim' diye cevap verdi.
Karakaya savunmasında ayrıca "Ben yalan söyleyerek cennete bile gitmeyi istemem. İki tane bebeye burs verdik, ne işlere kaldık. Akıl sağlığım yerinde, kimseye teslim etmedim. Son izm ile bitenlerde bile. Ben zaman fukarası adamım. Ne oturmalara katılması, ben evimde bile oturamıyorum. Bir de yakalandı sözüne sinirleniyorum. 18 yıldır aynı adreste oturuyorum. Polis geldi kapıyı çaldı, gittik. Sanki elimde bavulla kaçıyordum da, bir yere giderken mi yakaladı. Kendimi devletin şefkatli ellerine bırakıyorum. Beraatımı istiyorum" dedi.
Duruşma bugün kaldığı yerden devam edecek.
