Kayseri'de avukat olan Zeynep Sevim yarım kalan yada geciken inşaatlarla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Yaşanan gecikmelerden müteahhitlerin sorumlu olduğunu vurguladı.
Avukat Zeynep Sevim, mevzuatlarda eser sözleşmesi olarak geçen inşaat konulu sözleşmelerin yazılı olarak yapılmasının sözleşmeyi ispat noktasında taraflara kolaylık sağlayacağını belirterek, "Yüklenici ile akdedilen sözleşmede, teslimin gecikmesi durumunda cezai şart ödenmesi veya uğranılan kira kaybının da dahil olduğu gecikme tazminatı kararlaştırılması da mümkündür" dedi.
Kanıtlama kolaylığı
Eser sözleşmelerinde yazılı sözleşmelerin önemli olduğunu söyleyen Avukat Zeynep Sevim; "Günlük hayatta en çok karşılaştığımız sözleşme tiplerinden biri inşaat konulu sözleşmeleridir. Bu sözleşmeler Türk Hukuk Mevzuatlarınca eser sözleşmesi adı altında toplanmıştır. Eser sözleşmesi karşılıklı fiilleri içeren bir iş görme sözleşmesidir. Yüklenicinin fiili, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı fiili ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Bu tip sözleşmeler bakımından herhangi bir şekil şartı olmayıp, sözlü veya yazılı yahut resmî biçimde yapılabilir. Yalnız, sözlü olarak yapılan sözleşmelerin, ileride bir uyuşmazlık çıkması ve taraflardan birinin bu sözlü sözleşmeyi veya bazı hükümlerini inkâr etmesi hâlinde, diğer taraf bu sözleşmeyi ispat zorluğu ile karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle hiçbir şekle bağlı olmayan eser sözleşmelerinin yazılı yapılması, kanıtlama kolaylığı sağlar. İnşaat firmasının teslim tarihinde taşınmaz teslimini gerçekleştirmemesi halinde teslim borcunun muaccel hale gelmesiyle birlikte alacaklının, taşınmazın kendisine teslim edilmesini isteme hakkı mevcuttur. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken husus; borçlunun temerrüde düşmesi için kural olarak alacaklının borçluya ihtarda bulunmasının arandığıdır. Bu ihtarda kural olarak şekil şartı aranmasa da noter aracılığı ile veya diğer yollarla yazılı ihtarda bulunulması, ispat kolaylığı sağlamaktadır" ifadelerini kullandı.
Sevim, teslimin gecikmesi durumunda uğranılan kira kaybının da tazmin edilebileceğini de sözlerine ekleyerek, "Taşınmazın vaat edilen tarihten geç bir tarihte teslim edilmesi durumunda, yüklenici olan inşaat firmasının temerrüde düşmesiyle taşınmaz satın alan veya inşa ettiren kişilerin geç teslim dolayısıyla uğradıkları zararların başında kira kaybı gelmektedir. Taşınmazın teslim edileceğinin vaat edildiği tarihten taşınmaz tesliminin gerçekleştiği tarihe kadar geçen süre içinde mağduriyete uğrayan kişi, uğramış olduğu kira kaybını yükleniciden talep edebilmektedir. Özellikle 2024 tarihli Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin kararında "Müteahhit firma tarafından inşaatın vaktinde bitirilmemesi ve taşınmazın geç teslim edilmesi durumunda, arsa sahipleri tarafından gecikilen sürede mahrum kaldıkları kira bedeli oranında tazminatın kendilerine ödenmesi mahkemeden talep edilebilir. Bu durumda müteahhit firma gecikme sebebiyle doğan zarardan sorumludur denilmiştir. Müteahhit firmanın vaat ettiği tarihte inşaatı teslim etmemesi ve bu süreçte arsa sahiplerinin teslimi geciken taşınmazları için mahrum kaldıkları kira bedeli oranında tazminat ödenmesi gerektiği hususu Yargıtay kararlarınca sabittir. Yüklenici ile akdedilen sözleşmede, teslimin gecikmesi durumunda cezai şart ödenmesi veya uğranılan kira kaybının da dahil olduğu gecikme tazminatı kararlaştırılması da mümkündür" diye konuştu.