Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ergün Seyfeli, kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölümlerin kansere bağlı ölümlerden 2 kat daha fazla olduğunu belirterek bu oranın son yıllarda giderek arttığına dikkat çekti ve şunları ifade etti:

“Kardiyovasküler hastalıklar, dünyada halen en önemli ölüm sebeplerinden biridir. Dünyada yılda yaklaşık 18 milyon, ülkemizde ise yaklaşık 250 bin kişiyi kalp ve damar hastalıklarına bağlı olarak kaybediyoruz. Bu sonuç, kanserden 2 kat daha yüksektir. Maalesef ki bu durumun uzun yıllar aynı şekilde devam edeceği düşünülüyor.”

“Pandemi süreci etkiledi”

Çocuklarda Cinsellik Eğitimi: Doğru Yaklaşım Nasıl Olmalı? Çocuklarda Cinsellik Eğitimi: Doğru Yaklaşım Nasıl Olmalı?

Pandemi sürecinde Covid-19 enfeksiyonundan kardiyovasküler sistemin önemli derecede etkilendiğini belirten Prof. Dr. Seyfeli, “Pandemi döneminde de kardiyovasküler sistem hastalıkları, COVID-19 tarafından en fazla etkilenen hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu dönemde kalp krizleri ve kalp krizlerine bağlı ölümlerde artış görmekteyiz. Her ne kadar pandemi geçse de son yapılan çalışmalara göre kalp krizlerinin arttığını söyleyebiliriz. Özellikle Amerika’da yapılan çalışmada 25-45 yaş arası genç popülasyonunda kalp krizlerine bağlı ölümlerin yüzde 30 oranında arttığını görmekteyiz. Bu gerçekten bizi de şaşırttı. Çünkü bu artış, yaşlı popülasyonundan çok daha fazla. Bu da bize Covid geçse dahi orta ve uzun vadede, kalp ve damar sistemini olumsuz etkilediğini gösteriyor. Covid damarlarda inflamasyon ve pıhtılaşmayı arttırdığı için kalp krizlerini tetiklemektedir. Kalp krizleri pandemi sonrası daha genç yaşlarda daha sık görülmeye başlandı diyebiliriz. Bu da bizim için oldukça dikkat etmemiz gereken bir konu diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“Aşıların etkisi için orta ve uzun vadeli çalışmalar beklenmeli”

Pandemi sonrasında yaşanan kalp krizlerinde aşıların etkisinin olup olmadığı ile ilgili olarak uzmanlara sorular yöneltildiğini söyleyen Prof. Dr. Seyfeli, “Pandemi sonrası özellikle kalp krizi artışlarında aşılarla ilgili bize çok fazla soru yöneltiliyor. Bu soruları yanıtlamak için yapılacak orta ya da uzun vadeli çalışmaları beklemek daha doğru olur diye düşünüyorum. Gençlerdeki kalp krizi ile ileri yaşlardaki kalp krizlerini biraz daha farklı görmek gerekir. Çünkü bunların oluş mekanizmaları da farklı olmakta (kireç oranı düşük, pıhtı oranı yüksek). Özellikle genç yaş grubundaki hastalarda daha çok pıhtılaşmaya bağlı kalp krizlerini daha çok görmeye başladık. Bunda da koronavirüsün pıhtılaşmayı artırıcı etkilerine ek olarak sigara kullanımı ve stresin özellikle genç nüfusta artışının etkisi olduğunu düşünüyoruz” dedi.

“Kalp krizinde ilk 1 saat çok önemli”

Kalp krizi bulgusu şüphesi olan kişilerin tedavi için ilk 1 saat içerisinde hastaneye başvurmaları gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Seyfeli, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Kalp krizinin en önemli bulgusu göğüs ağrısıdır. Tabi ki her göğüs ağrısı, kalp krizinden kaynaklanmaz. Özellikle sıkıştırıcı, ezici baskı tarzında ya da göğüsün üzerine baskı şeklinde olan ağrıların kalp krizi sonucu oluşma ihtimali çok yüksektir. Bu ağrılar genelde göğüste başlayıp, kola, sırta, omuza, çeneye ve mide bölgesine yayılabilir. Bu ağrılara, soğuk terleme, nefes darlığı, çarpıntı ve bazen de bayılma eşlik edebilir. İster yaşlı, isterse genç olsun bu tarz belirtiler kısa sürse bile mutlaka hastaneye gidilmesi gerekir. Ne kadar erken başvurulursa o kadar iyidir. Tedavide de ilk 1 saatte hastaneye başvurmak ‘altın zaman’ olarak kabul edilebilir. Bu ilk 1 saatte başvuran hastaların yapılan tıbbi işlemlerle, adeta hiç kalp krizi geçirmemiş gibi sağlıklı bir şekilde taburcu olma imkanına kavuşabilirler.”

“Kalp krizi bulgusu olanlar hastaneye ambulansla gitmeli”

Kalp krizi bulgusu olan hastaların ambulansla hastaneye götürülmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Seyfeli, “Genç ve ileri yaştakiler arasında görülen kalp krizlerinde farklılıklar var. Gençlerdeki kalp krizleri ileri yaştakilerden farklı olarak çok ani gelişiyor, önceden herhangi bir bulgu vermeyebiliyor. Yani hastanın şikayetleri başladığından kriz süresine kadar geçen süre bazen çok kısa olabiliyor ya da doğrudan kalp krizi ilk bulgu olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla kalp krizlerinde bu genç grup hazırlıksız yakalandığı için maalesef ritim bozukluğu ve ani ölümle çok daha sık karşılaşıyoruz. Dolayısıyla bu tür kişilerin eğer bir kalp krizi belirtileri ile karşılaşıyorlarsa mutlaka ambulansla hastaneye gitmeleri gerekiyor. Kendi araçları ya da başkasının kullandığı araçlarla değil de bir ambulansla hastaneye başvurmalarını özellikle öneriyoruz. Çünkü bu ani gelişen durumlarda ambulans içerisinde müdahale edilerek hastaneye yetiştirilebiliyor” ifadelerini kullandı.