Kayseri Haber / CHP Kayseri Milletvekili Genç, Türkiye’de gelir adaletsizliğinin artık geçici bir sorun değil, bilinçli bir ekonomik tercih hâline geldiğini belirterek, milyonlarca insanın borç ve icra sarmalı içinde yaşamaya zorlandığını söyledi.

“Yoksullar korunmuyor, zenginlik korunuyor”

TÜİK verilerinin iktidarın iddialarını boşa çıkardığını vurgulayan Genç, ortaya çıkan tablonun son derece net olduğunu ifade etti.

Genç, 2025 yılı itibarıyla en zengin yüzde 20’lik kesimin toplam gelirin yüzde 48’ini aldığını, buna karşın vatandaşların bankalara olan bireysel borcunun 5,8 trilyon liraya ulaştığını hatırlattı.

Aynı yıl içerisinde icra dairelerine 10,6 milyon yeni dosya geldiğini belirten Genç, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’de yoksullar korunmuyor, zenginlik korunuyor. Bu artık bir gelir dağılımı sorunu değil, bilinçli bir tercihtir. Bu tablo bize şunu söylüyor: Bu ülkede insanlar gelirle değil, borçla hayatta kalıyor.”

“8 milyon kişi, 75 milyon kişiden daha güçlü”

Gelir dağılımındaki dengesizliğin boyutlarına dikkat çeken CHP’li Genç, TÜİK verilerinin çarpıcı bir gerçeği ortaya koyduğunu söyledi.

Türkiye’de en zengin yüzde 10’luk kesimin toplam gelirin üçte birini tek başına aldığını belirten Genç, nüfusun yüzde 90’ının ise kalan üçte ikiyi paylaşmak zorunda kaldığını ifade etti.

Bu tabloyu net bir benzetmeyle özetleyen Genç, şunları söyledi:

Kütüphanelerdeyiz projesiyle öğrenciler kütüphanelerle buluşuyor
Kütüphanelerdeyiz projesiyle öğrenciler kütüphanelerle buluşuyor
İçeriği Görüntüle

“Bu ülkede 8,4 milyon kişi, 75 milyon kişiden daha güçlü bir gelir pozisyonuna sahip. Bunun adı ekonomi değil, servet rejimidir.”

“Gelir adaletsizliği sosyal yardımlarla gizleniyor”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın “olumlu seyir” değerlendirmesine de rakamlarla yanıt veren Genç, Gini katsayısının tek başına gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

Resmî verilere göre Gini katsayısının 0,41 olarak açıklandığını hatırlatan Genç, sosyal transferler çıkarıldığında bu oranın 0,47’ye yükseldiğini söyledi.

“Türkiye’de adaletsizlik azalmıyor; üstü örtülüyor. Sosyal yardımlar yoksulluğu azaltmıyor, yoksulluğu kalıcı hâle getiriyor.”

Avrupa Birliği ülkelerinde en zengin yüzde 20 ile en yoksul yüzde 20 arasındaki gelir farkının 4,6 kat olduğunu belirten Genç, Türkiye’de bu farkın 9 kata dayandığını ifade ederek, Türkiye’nin Avrupa’nın en adaletsiz gelir dağılımına sahip ülkesi konumuna geldiğini söyledi.

“Devlet faize çalışırken toplum yoksullaşıyor”

Bütçe verilerinin gelir dağılımındaki bozulmayı doğrudan etkilediğini vurgulayan Aşkın Genç, 2025 yılının ilk 11 ayında Hazine’nin 3 trilyon 895 milyar liralık borçlanma gerçekleştirdiğini hatırlattı.

Aynı dönemde faiz ödemelerinin yüzde 62 artarak 1 trilyon 937 milyar liraya ulaştığını belirten Genç, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Devlet kaynaklarını faize aktarırken gelir adaletinden söz edemezsiniz. Bu düzende zenginleşme üretimle değil, faizle ve rantla oluyor.”

Üretim tarafındaki gerilemeye de dikkat çeken Genç, sanayi kapasite kullanımının son beş yılın en düşük seviyesine indiğini, tarımda ise meyve üretiminin yüzde 30, tahıl üretiminin yüzde 12 düştüğünü söyledi.

“Asgari ücret ilk kez daha cebe girmeden yetmedi”

2025 yılını önceki dönemlerden ayıran en kritik kırılma noktasının asgari ücret olduğunu vurgulayan Genç, çarpıcı bir tabloya dikkat çekti.

Açlık sınırının 30 bin 655 lira, asgari ücretin ise 28 bin 75 lira olduğunu hatırlatan Genç, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’de ilk kez asgari ücret, daha işçinin cebine girmeden açlık sınırının altında kaldı. Bu bilerek yoksullaştırma politikasıdır.”

Genç, 2025 yılının gelir dağılımının iyileştiği değil, adaletsizliğin kurumsallaştığı yıl olarak tarihe geçtiğini söyledi.

Kaynak: Döndü Nur Demir