Saadet Partisi Kayseri İl Başkan Yardımcısı ve Sosyal İşler Birim Başkanı Serdar Gökhan Çiçek, Kayseri’de artan asayiş olayları ve güvenlik zafiyetine ilişkin yaptığı açıklamalarla dikkat çekti. Kayseri’nin girişinde yer alan “Kayseri, huzur şehrine hoş geldiniz” tabelasına göndermede bulunan Çiçek, “O tabelayı herkes görüyor ama kimse inanmıyor. Çünkü Kayseri’de huzur sadece tabelada var, hayatta yok” diyerek şehirdeki mevcut tabloyu sert sözlerle eleştirdi.
“Her gün kavga, hırsızlık, gasp haberleri duyuyoruz”
Kentte son dönemde yaşanan olaylara değinen Çiçek, Kayseri’nin artık “huzurun başkenti” olarak anılamayacağını savundu. “Her gün gazetelerde, televizyonlarda aynı manzaralar… Parkta birbirini bıçaklayan gençler, sokak ortasında kavga eden insanlar, evine giren hırsız, gasp edilen vatandaş… Bu mudur huzurun şehri, bu mudur güvenin merkezi?” sözleriyle tepkisini dile getiren Çiçek, güvenlik güçlerinin şehirde yeterince etkin olmadığını belirtti.
“Ceza kesmekle huzur sağlanmaz”
Emniyetin denetim anlayışını da eleştiren Çiçek, trafikte uygulanan cezaların vatandaşı huzursuz ettiğini ifade etti. “Kayseri Emniyeti sadece olay çıkınca ortada! Polis çağrılmadan sahaya inmiyor, bekçiler sokakta görünmüyor.
Ama ne zaman trafik cezası kesilecekse, orada bir araç, orada bir görevli mutlaka var! Trafik polisleri egzozlu araç peşinde. Ceza kesmekle huzur sağlanmaz. İnsanlar haksız yere ceza yediklerini söylüyorlar. Bu huzursuzluğa sebep olur. Asayiş, vatandaşa güven vermekle sağlanır,” ifadelerini kullandı.
“Gerçek huzur tabelalarda değil, insanların kalbinde olmalı”
Kamu güvenliği anlayışının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Çiçek, “Eğer bir şehirde halk huzursuzsa, orada emniyet sınıfta kalmıştır. Eğer insanlar ‘polis nerede?’ diye soruyorsa, orada düzen bozulmuştur! Kayseri artık sahipsiz değil. Bu şehrin her köşesinde huzuru, güveni ve adaleti tesis edene kadar bu soruları sormaya devam edeceğiz,” dedi.
Sözlerini “Gerçek huzur tabelalarda değil, insanların kalbinde olmalı” diyerek tamamlayan Çiçek, “Kayseri huzur şehri olacaksa, bu ancak halkın yanında duran bir emniyetle olur. Gerçek huzur, polis arabasının ışıklarıyla değil; çocuğunu korkmadan dışarı gönderen bir annenin duasıyla gelir,” ifadelerini kullandı.
