Dünya İsrail’in Gazze’deki saldırılarına ve Rusya’nın Ukrayna’daki işgaline odaklanmışken, Sudan’daki iç savaş iki buçuk yıldır sessiz bir insanlık dramına dönüşmüş durumda.
Birleşmiş Milletler’e göre, ülkede 10 milyon insan evini terk etti, 15 milyonu çocuk olmak üzere 30 milyondan fazla kişi acil insani yardıma ihtiyaç duyuyor.
Kriz nasıl başladı?
1989’da darbeyle iktidara gelen Ömer el-Beşir, 2003’te Darfur’daki isyanı “Cancavid” milisleriyle kanlı biçimde bastırmıştı. Bu milislerin çekirdeğini oluşturduğu bugünkü Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), yıllar içinde orduya paralel bir güç haline getirildi.
2019’da Beşir’in devrilmesiyle birlikte HDK’nin lideri Muhammed Hamdan Dagalu (Hımidti), geçici yönetimde ikinci adam konumuna yükseldi.
Ancak 2021’de Dagalu ve Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, sivilleri yönetimden uzaklaştıran yeni bir darbeye imza attı.
Ateşin fitilini kim yaktı?
Ordu ve HDK arasındaki güç paylaşımı krizi, Nisan 2023’te çatışmaları başlattı.
Darfur ve Kurdufan bölgelerindeki altın madenlerinin kontrolü, savaşı ekonomik bir rekabet haline getirdi. Zamanla Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Libya’daki General Hafter ve Somali’nin Puntland bölgesi üzerinden HDK’ye lojistik destek sağlamaya başladı.
BAE’nin Kolombiya’dan paralı askerler transfer ettiği, Bosaso Havaalanı’nın HDK için tedarik üssüne dönüştüğü bildiriliyor.
Altının gölgesinde bir savaş
Sudan, Afrika’nın en büyük üçüncü altın rezervine sahip. Bu rezervlerin önemli kısmı, şu anda HDK’nin kontrolündeki Darfur bölgesinde bulunuyor. BAE’nin petrol dışı ihracatının yüzde 30’unu altın oluşturuyor ve bunun yüzde 97’si Sudan kaynaklı.
Uzmanlara göre bu durum, savaşın yalnızca politik değil ekonomik çıkar savaşı olduğunu da kanıtlıyor.
3 olası senaryo
ORSAM Kuzey ve Doğu Afrika Çalışmaları Koordinatörü Dr. Kaan Devecioğlu, Sudan’ın geleceği için üç senaryo öngörüyor:
1. Ordu karşı saldırıya geçebilir. El-Faşir’in yeniden alınması, Libya-Mısır-Sudan hattını kontrol altına almak anlamına gelecek.
2. Nil Nehri hattına çekilme. Bu durumda diplomasi ön plana çıkacak, ancak bölünmenin resmi hale gelme riski doğacak.
3. Zoraki ateşkes. Küresel baskılar sonucu sağlanacak bu ateşkes, çatışmayı donduracak; fakat Sudan fiilen bölünmüş kalacak.
“Sudan’ın bölünmesi İsrail’in planı” iddiası
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mürsel Bayram, HDK’nin Darfur’da devletleşmeye gidebileceğini ancak bunun “kalıcı bir istikrar getirmeyeceğini” belirtti.
Bayram, BAE’nin bölgede ABD ve İsrail’in vekil aktörü gibi hareket ettiğini, 2011’de Güney Sudan’ın ayrılmasından sonra “ikinci bir bölünme planının” devreye girdiğini söyledi.
Faşir’de hastanede infazlar
Sudan Doktorlar Sendikası, HDK’nin el-Faşir’i ele geçirmesinin ardından Suudi Hastanesi’nde 450’den fazla hasta ve yaralının infaz edildiğini, sahra sağlık merkezlerinde 1.200’den fazla yaşlı ve yaralının öldürüldüğünü açıkladı.
Sendika, yaşananları “soykırım, sistematik etnik temizlik ve savaş suçu” olarak tanımladı. Kentte halen 177 bin sivilin mahsur olduğu bildiriliyor.





