“Eskiden konut Kayseri için vazgeçilmezdi. Kayserili çok fazla faizi şunu bunu sevmez, konut alırdı yatırım amaçlı. Baktı ki konut eskisi gibi değil. Hem rantabl değil, hem de o parayı ticarette farklı yerlerde kullandığı zaman daha çok getirisi oluyor. Yani çünkü artık konut almak size gerçekten de büyük sıkıntı yaratmaya da başladı.”
Yukarıda ki sözler Şehrin tanınmış Mimarlarından Hakan Mahiroğlu’na ait. Nereye bakarsanız bakın taş yığını göreceksiniz ve bu durum sizin karşıya bakıp doğal manzara görüp rahatlatmaktan ziyade, aksine içinizi burkacak seviyeye ulaşmış durumda. Boş bir arazi kalmadı, tarım arazisi hızla elimizden alınıyor ve doğal tüketim malları tarih olmaya başlıyor. İşte tüm bunların cevabını Mimar Mahiroğlu, 20-25 yıllık imar planlamalarının yanlışlığına bağlıyor. Benim de doğup büyüdüğüm mahalle olan Tavukçu mahallesi ise bir dönemin yaşam alanı olmaktan çıkıp, bugünkü yaşamımızda geçmişin nostaljisini yine bizlere yaptırıyor.
Türkiye’de hayata geçirilen yapı denetim kanununda ki değişiklik Kayseri’yi de etkiledi mi?
Mimarlar Odası Kayseri Merkezden 2 buçuk milyon metrekare iş geçerken, 2011 yılında 7 buçuk milyon metrekare iş geçmiş. Şimdi o dönem biliyorsunuz ki Kayseri’de de yapı denetimi uygulamasına geçildi ve ben o dönem şunu söylemiştim, ‘Bu potansiyelin 3 katı daha fazla iş yapılması ileride bizlere sorun olabilir’ diye bir açıklamam vardı. Üstelik geçtiğimiz sene Tib İmar yönetmeliğinde yapılan değişiklikten dolayı yine benzer bir durum yaşandı. Potansiyelin 2-3 katı yine iş geçti. Bu demektir ki son 3 yılda yani 2011’den 2013’e kadar olan süreçte potansiyelin en 6 katı iş geçmiş demektir. Kayseri’de yıllık 2 buçuk milyon metrekare iş olması gerekirken inşaat ve yapı sektöründe bu 12-13 milyon metrekareyi bulmuştur. Bu ne demek; şimdi 12-13 milyon metrekare 6 yılda yavaş yavaş tüketilmesi gereken bir yapılaşma süreci bir anda üretilmek için projelendirilip ruhsat aşamasına geçildiğinden dolayı sıkıntılar oluşmaya başlamıştır. Özellikle öz kaynağı yetersiz firmalar çok ciddi açığa düşmüştür. Çünkü daha fazla iş yapmak o bir takım haklardan yararlanmak adı altında geçirilen işler şimdi birçok firmayı zor durumda bırakmıştır. Sebebi de şudur; potansiyelin 4 katı, elinde avucunda yeterli kaynağı olmayan ve potansiyelin 3-4 katı iş alan müteahhitler vatandaşa bu çok üretimden dolayı sunulan seçenek fazlalığında satış sıkıntısı yaşamıştır. Bu satış sıkıntısı yaşadığında silsile halinde ilk önce taşeronu, sonra malzemecisi, sonra mimarına varıncaya kadar, hatta en son kullanıcısı müşterisine bile taahhüdünü yerine getirmeyecek duruma düşmüştür. Neden? İşte bu anlattığım sebeplerden dolayı. Nedir bunlar; potansiyelin 3-4 katı iş gereksiz yere son 2-3 yılda üretilmiştir. Son kullanıcıya seçenek fazlalığı çıkmıştır, bu durum kullanıcı açısından iyi bir şeydir. Ancak bu seçenek fazlalığından dolayı rekabet edemeyecek durumdaki öz kaynağı yetersiz durumlardaki firmalar üretim sürecinde sağlıklı bir aktör olmaktan çıkmıştır ve iş taşeronuna, malzemecisine, son kullanıcıya zarar vermeye kadar gitmiştir. Çünkü satış yapabilmek için maliyetinin altında satış yapmak zorunda kalmıştır. Bu diğer firmalara da olumsuz yansımıştır. Çünkü maliyet ortada ama işi çevirmek için diğer firmalar para toplaması gerekiyor ve ucuza satıyor, onlar ucuza satınca bu seferde diğer firmalara zarar vermektedir. Yani her yere her şekilde zarar vermiştir bu sistem. Dolayısıyla bu son günlerde yaşanan sıkıntıların ana kaynağı budur. Yani son 3-4 yılda, 1 yapı denetim kanununda ki düzenleme, 2 Tib İmar Yönetmenliğinde yapılan düzenleme sebebiyle insanlar burada yapılacak düzenlemelere karşın haklarını kaybetmemek için hızla iş ürettiklerinden dolayı sıkıntı yaşanmaktadır. Çünkü Kayseri’nin zaten nüfus potansiyeline baktığınız zaman belli bir oranda artmaktadır, her yıl belli bir oranda da ihtiyacı vardır. Bunun üzerinde arz ve üretim yapılınca
Bu ister istemez insanlarda sıkıntı doğurur.
Bu son yapılan mimari yapılarda ki modernleşmeyi nasıl görüyorsunuz?
Modernlik göreceli bir şey, modernliği nasıl anladığımız önemli. Modernliği eğer çağdaş malzeme kullanılıyor olarak değerlendiriyorsak o konuda tabii ki ilerleme var. Modernlik bu değildir, malzemenin yanı sıra planlama da siz çağdaş güncel hayata uygun bir şekilde planlamış yerlerde yaşıyorsanız, bu ev olur, büro olur, bu farklı bir anlayıştır.
Tüketici neden kendini bile bile zor hale getiriyor?
Şimdi üretici Kayseri’de ki son tüketici sayısı belli, yani bu muazzam bir artış göstermiyor. Kayseri çok ciddi turizm memleketi değil, sanayi ve ticaret memleketi, son zamanlarda eğitim ve sağlıkta işin içine girdi. Onlara yönelik insanlar gelip buradan yatırım amaçlı olarak hayatını burada devam ettirmeyi düşünerek çok ciddi bir insan yükü kaldırmıyor, gelmiyor yani.
Dolayısıyla göç eden nüfus işçi kesimi olduğu için seçenekler pahalı mı geliyor?
Kesinlikle. İşte onlarda mesela Kayseri’yi bilmeyerek gelip burada kiralık ev seçeneği çok fazla, birde kooperatifleşme biliyorsunuz yerli yersiz birçok kooperatifler kuruldu, onlarda da ciddi sıkıntılar var aslında. Onlarda son dönemde belki biraz düzenlemeler yapıldı. Zamanında kurulmuş birçok kooperatif çok ciddi mağdur yarattı. O da malum. Dolayısıyla şimdi buradaki durum üretici olmadığı için, tüketici de fazla ürettiği için, yani tarlaya ihtiyaçtan çok domates ekerseniz ne olursa şu andaki durumda tamamen odur.
Peki, bu aradaki denge nasıl sağlanacak?
Ben 2011 yılında bunu öngörmüştüm, hatta sizinle yine bir bayram günü Amerika’da ki Mordgage sistemi çöktüğünde de bir takım öngörülerimiz olmuştu. Şimdi bunu görmek için çok üstün yeteneklere sahip olmanız gerekmiyor, yalnızca ortamın okunmasıyla alakalı bir şey. Biz o dönem baktık, bana gelen veriler potansiyelin 3-4 katı üretim olduğunu gördüğünüzde bu bir tehlikedir. Bu satılamayacak, millet satamayacak, insanlar alamayacak, İnsanların ihtiyacı belli. Bu aradaki dengesizlik ne olacak? Sorun yaratacak bu en az 6-7 yıl sürmesi gereken süreç, 2-3 yıla indirgenince en az 3-4 sene bu sıkıntının devam edeceğini öngörüyorum ben, daha bu başlangıç. Bakın ruhsat alınıp da inşaata başlanmamış o kadar çok yer var ki daha onlarda gelecek. O zaman ne olacak? İş iyice sarpa saracak. Hiç istemeyiz, temenni etmeyiz ama şu anki görünen reel durum bu maalesef. Eskiden konut Kayseri için vazgeçilmezdi. Kayserili çok fazla faizi şunu bunu sevmez, konut alırdı yatırım amaçlı. Baktı ki konut eskisi gibi değil. Hem rantabl değil, hem de o parayı ticarette farklı yerlerde kullandığı zaman daha çok getirisi oluyor. Yani çünkü artık konut almak size gerçekten de büyük sıkıntı yaratmaya da başladı. Bunun kiracısını bulacaksınız, vergisi var, emlak vergisi var, gelir vergisi var, bakımı var, şunu var, bunu var. Yani günü gelince alırım arkadaş deyip, ardık insanlar bu tür yatırımlardan da elini eteğini çekti ki olması gerekende budur zaten. Yani dünyada çok az örneği vardır. Yani konutu yatırım aracı olarak görüp de gidip gereğinden, ihtiyacından fazla konut alan. Oğluma/kızıma konut alayım şeklinde bir anlayış vardı, o zaman teknoloji çok fazla ilerlemediği için 3 yıl öncesiyle 5 yıl öncesinde yapılan imalatlar arasında çok fazla fark yoktu. Ama şimdi teknoloji de o kadar çok hızlı ilerliyor ki bugün aldığınız konut 5 yıl sonra modern teknolojinin karşısında çok geride kalıyor. İnsanlar bunu da gördü, hadi diyorlar günü geldiğinde alayım. Param cebimde dursun ve ya farklı şekilde değerlen direyimin de biraz etkisi oldu. Eskiden bir bakardınız birinin 3-5 evi olurdu, bir şeyi olurdu şimdi o da artık yavaş yavaş gündemden çıktığı için ondan da konut satışlarında sıkıntılar oldu.
Siz bir mimar olarak Kayseri’nin yeni dokusunu nasıl buluyorsunuz? Yani eski Kayseri ve yeni Kayseri arasında ne gibi farklılıklar görüyorsunuz?
Yirmi yıl öncesiyle çok büyük bir fark yok. Ama şu anlamda bir fark yok yapılaşma anlamında. Yani aslında şu anki yaşadığımız sıkıntılar 20-25 yıl öncesine dayanıyor. Yani bugün ki sıkışıklık 20-25 yıllık planlardan geliyor. Bu o dönemlerde ki imar planlarının bugüne yansımasıdır. Daha öncesine bakacak olursak aslında ben onu her zaman söylerdim bu bizim tarihi Kayseri Mahallesi vardır, Tavukçu mahallesi. Şimdi oralar yeniden canlandırılıyor. Buralar Büyükşehir Belediyesi bunu yaptığı zaman göreceksiniz insanlar o kadar özlemle gidecek ki oraya çünkü bizim doğamız onu gerektiriyor, onu istiyor ve orada ki yapılaşmayı görünce insanlar inanın bana birçok insan orayı örnek alıp, ‘Aman biz ne yapmışız’ diyecekler. İşte o zaman o tür yapıların artacağına inanıyorum ben. Onlar çünkü tüm Türkiye’de olduğu gibi Anadolu’da da aslında çok insani ölçekli, içinde hayat avlu dediğimiz günlük açık hava yaşantısı, onun bağlantılı kendi içinde küçük iki katlı bir birim, bunlar çok güzel şeyler. Buna aslında öykünmemiz lazım.
Okuyucularımız sizi Kent Konseyinden de tanıyor, bu konutların yükselmesiyle birlikte Kayseri’de bir kültürel değişim oldu mu?
Haliyle, şimdi hiçbir büyüme sorunsuz olmaz. Büyüme ve gelişme birbirinden farklıdır. Hani biz niceliksel olarak büyüyoruz ama gelişme konusunda yeteri kadar ivme sağlanmıyor kanaatindeyim ben. Hani büyümek ve gelişmek konuları yani gelişmek de aslında sanki böyle ilerleme gibi gelebilir ama öyle değildir. Büyümek niceliksel bir kavramdır, gelişmek ise niteliksel bir kavramdır. Bunun at başı gitmesi gerekiyor. Benim kendi kişisel görüşüm; biz büyüyoruz ama nüfus olarak artıyoruz ama bunun kültürel yansıması çok istenildiği düzeyde olmadığını düşünüyorum. Bu konuda gayretler var ama ne kadar insanlar da o konuda kendini eğitiyor bilemiyorum tabii ki.