Prof. Dr. Sözbilir, yaptığı açıklamada Tuzla, Gülbahçe ve Seferihisar faylarının uzun zamandır enerji biriktirdiğini belirterek “İzmir merkezli son yıkıcı deprem 1688 yılında 6,8 büyüklüğünde yaşandı. Yaklaşık 337 yıldır bu bölge sessiz. Bu kadar uzun bir sessizlik, tehlikenin bittiği değil yaklaştığı anlamına gelir. İzmir’i depreme hazır hale getirmemiz gerekiyor.” açıklamalarında bulundu.

İzmir’de toplam 40 fay hattı bulunuyor: bunların 17’si karada ve aktif durumda. 2020’de yaşanan Sisam depremi İzmir açıklarında olsa da, kentin kendi kara fayları o sarsıntıya dahil değildi. Bu da asıl enerjinin hala boşalmadığı anlamına geliyor.

Batı Anadolu Faylarında Büyük Gerilim

Erciyes Üniversitesi’nde Küresel Sürdürülebilirlik Kongresi: 37 ülke katıldı!
Erciyes Üniversitesi’nde Küresel Sürdürülebilirlik Kongresi: 37 ülke katıldı!
İçeriği Görüntüle

“Türkiye genelinde 485 aktif fay hattı bulunuyor: bunların 200’ü Batı Anadolu’da yer alıyor. Son yüzyılda sadece 8 fay kırıldı, geri kalan yüzlercesi kırılmayı bekliyor. Zamanı geldiğinde bu faylar kesinlikle deprem üretecek.” Bilimsel analizler, bu fayların 6 ile 7 büyüklüğünde depremler oluşturabileceğini ortaya koyuyor.

Zincirleme Risk Taşıyor

Sözbilir ayrıca, Kütahya ve çevresini etkileyen Simav Fay Zonu’na da dikkat çekti. Yaklaşık 200 kilometre uzunluğundaki bu fay hattı, 7 segmente ayrılıyor ve her biri 6–7,2 büyüklüğünde depremler üretebilir. 1970’teki yıkıcı Gediz depremi (7,2) de bu fay üzerinde gerçekleşmişti. Uzman, Gelenbe Fayı’nın Simav’daki gerilimi kuzeye veya güneye aktarabileceğini belirtti: “Gerilim kuzeye giderse Balıkesir, güneye giderse Akhisar ve Soma etkilenebilir."

Sözbilir, Tuzla, Güzelbahçe ve Seferihisar faylarının yakından izlenmesi gerektiğini, İzmir'i depreme hazır bir kent haline getirilmesi gerektiğini, deprem bilinci ve bina güçlendirilmesi çalışmalarının hızla tamamlanmasını artık bir zorunluluk haline geldiğini söylüyor.

Kaynak: Haber Merkezi