2026 yılı için konuşulan yüzde 20 oranındaki artış, şimdiden tartışmaları beraberinde getirdi. Eğer bu oran hayata geçerse, Türkiye tarihinde ilk kez Ocak ayında yürürlüğe giren zamlı asgari ücret açlık sınırının altında kalacak. Bu durum, çalışanların içinde bulunduğu geçim sıkıntısının daha da ağırlaşacağına işaret ediyor.
Geçtiğimiz yıl asgari ücrete ara zam yapılmaması, kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı. Çalışanların tepkisine rağmen hükümet, bu kararı “ekonomik istikrar” gerekçesiyle savunmuştu. Ancak enflasyonun yükselmesi, ücretlerin hızla erimesine neden oldu. Böylece milyonlarca kişi, yeni yıl zammını beklerken geçim derdini daha da derinden hissetmeye başladı.
Komisyon Karar Sürecine Hazırlanıyor
2026 yılı asgari ücretini belirleyecek olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Aralık ayında toplanacak. Tıpkı geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da işçi temsilcilerinin etkisinin sınırlı kalması bekleniyor. Son sözü hükümet ve işveren temsilcilerinin söyleyeceği tahmin ediliyor. Ekonomik veriler, zam oranının yüzde 20 seviyesinde olacağını işaret ediyor.
TÜRK-İŞ Verileri Gerçeği Ortaya Koyuyor
TÜRK-İŞ’in açıkladığı son verilere göre Ankara’da dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması yani açlık sınırı 27.111 TL’ye yükseldi. Aynı raporda yoksulluk sınırı ise 88.309 TL olarak kaydedildi. Bu rakamlar, mevcut asgari ücretin yetersizliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Ocak 2026’da Bir İlk Yaşanacak
Yüzde 20’lik artış hayata geçerse net asgari ücret 26.524 TL olacak. Ancak bu rakam, açlık sınırının 27.111 TL olduğu dikkate alındığında ilk kez yürürlüğe girdiği ayda yetersiz kalacak. Uzmanlar, yıl sonuna kadar açlık sınırının 29 bin TL’nin üzerine çıkacağını öngörüyor. Bu tablo, çalışanlar için yeni yılın başından itibaren daha da zor koşullar anlamına geliyor.
Çalışanlar İçin Zorlu Yıl Kapıda
Milyonlarca asgari ücretli, 2026’ya ağır şartlarla girecek. Zam oranının yüzde 20 ile sınırlı kalması, alım gücünü daha da düşürecek. Çalışanların geçim sıkıntısı yıl boyunca devam edecek ve ekonomik baskılar daha da yoğun hissedilecek. Bu gelişmeler, Türkiye’de çalışma hayatı için kritik bir dönemin başladığını gösteriyor.