Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen programa katılarak önemli mesajlar verdi. Erdoğan, konuşmasında şiddet mağduru kadınlarla dayanışmayı güçlü biçimde sürdürdüklerini ifade etti ve mücadele kararlılığını vurguladı.
Programda yaptığı açıklamada Erdoğan, hem cumhurbaşkanı hem de iki kız babası olarak bu konudaki hassasiyetini yineleyerek, "Bugün burada şiddet sebebiyle hayat yolculukları kesintiye uğramış, zorluklarla karşılaşmış, çoğu zaman gözyaşını içine akıtmış, derdini içine atmak zorunda kalmış tüm kadınlarla güçlü dayanışmamızı göstermek amacıyla bir aradayız." sözleriyle konuşmasına başladı. Şiddet nedeniyle hayatını kaybeden kadınları andı, mağdur olan tüm kadınlara geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Erdoğan, "Gerek Türkiye Cumhurbaşkanı olarak gerekse iki kız evladı babası olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadelede en ön safta yer alacağımın bilinmesini isterim" diyerek kararlılığını vurguladı.
Kadına şiddetin asla kabul edilemeyeceğini belirten Erdoğan, "Kadına el kaldıranın eli de, vicdanı da kararmıştır. Akıl, vicdan, ahlak ve izan sahibi hiçbir erkeğin de anne, eş, kardeş, evlat olarak hayatı paylaştığı kadınlara karşı menfi bir tutum içinde olması düşünülemez" ifadeleriyle sert bir dille tepki gösterdi. Kadınların sesinin yükselmesinin toplumsal değişimi hızlandıracağını söyleyen Erdoğan, dayanışmanın önemine dikkat çekti.
Erdoğan, tek bir kadının bile şiddete uğramasının kabul edilemez olduğunu belirterek, "Tek bir kayıp bile çoktur" sözünün altını çizdi. İstatistiklerden çok “insanın hayatına” baktıklarını belirten Cumhurbaşkanı, yaşanan her olayın bir aile dramına karşılık geldiğini ifade etti.
Dünyada da kadın ve çocukların ciddi tehditlerle karşı karşıya kaldığını aktaran Erdoğan, savaş ve çatışma bölgelerindeki tabloyu hatırlatarak, "Gazze soykırımında şehit olan 70 bin Filistinlinin üçte ikisini maalesef kadın ve çocuklar oluşturuyor" dedi. Çifte standartlara dikkat çeken Erdoğan, mazlumun kimliğine göre tepki verenlerin zulme ortak olduğunu ifade etti.
Kadına yönelik şiddetin ideolojik tartışmalara kurban edilmesinin çözüm sağlamadığını söyleyen Erdoğan, "Kadınların can, mal ve onuruna yönelik her saldırı amasız, fakatsız karşı durulması gereken insanlık dışı bir eylemdir" diyerek net bir tavır ortaya koydu.
Toplumun temelinin aile olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı, aile huzurunun merkezinde kadının bulunduğunu belirterek "Eğer kadın huzurluysa o ailede huzur vardır" sözünü yineledi. Aile içi şiddetin tüm toplumu etkileyen bir sorun olduğunu söyleyen Erdoğan, çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerin de altını çizdi.
Erdoğan, sorumlulukların sadece kadınların omzuna yüklenemeyeceğini, erkeklerin de eşlerine ve çocuklarına daha çok destek olması gerektiğini ifade ederek, "Hayatı paylaştığımız eşlerimize daha fazla destek olmamız gerekiyor" çağrısında bulundu.
Türkiye’nin son 23 yılda kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli ilerlemeler kaydettiğini hatırlatan Erdoğan, kadınların iş gücüne katılımından siyasetteki temsil oranına kadar birçok alanda elde edilen kazanımları paylaştı. "Sıfır tolerans yaklaşımıyla kadına ve çocuğa yönelik şiddetle etkin bir şekilde mücadele ettik" ifadelerini kullandı.
6284 sayılı Kanun’dan özel mahkemelere, KADES uygulamasından kadın konukevlerine kadar yürütülen çalışmaları hatırlatan Erdoğan, "Şiddetin henüz ortaya çıkmadan bertaraf edilebilmesi amacıyla 6,8 milyon kişiye eğitim verdik" dedi.
Konuşmasının devamında, bugün yürürlüğe giren 2026-2030 dönemini kapsayan 5. Ulusal Eylem Planı’nı duyuran Erdoğan, planın beş ana hedef üzerine kurulduğunu belirterek, "İlk hedefimiz toplumun tüm kesimlerinde saygı kültürünü bir davranış biçimi haline getirmektir" ifadelerini kullandı. Etkin hukuk, erken müdahale, mağdurlara çok yönlü destek ve faillerin davranış dönüşümünün planın diğer başlıkları olduğunu açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, planın uygulanmasının büyük önem taşıdığını vurgulayarak kadına yönelik şiddetin “insanlığa ihanet” olduğunu bir kez daha dile getirdi.
