Son günlerde art arda yaşanan zehirlenme vakaları hepimize aynı acı gerçeği tekrar gösterdi: Bu ülkede insanlar hata yüzünden değil, ihmal yüzünden ölüyor. Gıda zehirlenmeleri artıyor, kaçak içkiden ölümler devam ediyor, okul kantinlerinden toplu yemek firmalarına kadar uzanan zincirde kontrol eksikliği can almaya devam ediyor. Buna rağmen her olayın ardından duyduğumuz açıklama aynı: “Soruşturma başlatıldı.” Oysa soruşturma, kaybedilen canı geri getirmiyor; sadece bize bu kaderi defalarca yaşat

Geçtiğimiz haftalarda bir öğrenci yurdunda onlarca genç aynı yemek şirketinden dağıtılan yemekten zehirlendi. Farklı illerde toplu yenilen yemekler sonrası hastaneler doldu. Bir başka yerde kaçak içki nedeniyle ölenlerin sayısı bir haftada iki haneli rakamlara ulaştı. Tüm bu vakaların ortak noktası, aynı soruyu yüzümüze çarpıyor: Önlem nerede? Denetim nerede? Ve en önemlisi, sorumluluk nerede?

Türkiye’de “kader” ve “ihmal” arasındaki sınır tehlikeli biçimde bulanıklaştırılıyor. Oysa bu ölümler kader değil; ihmalin, denetimsizliğin ve “bir şey olmaz” demenin sonucudur. Gıda güvenliği kâğıt üzerinde değil, sahada sağlanmalı. Kantinlerden yemek firmalarına, içki üretiminden tarım ilaçlarına kadar her aşamada sıkı ve düzenli kontrol artık bir zorunluluktur. Çünkü küçük bir hata, büyük bir felakete dönüşüyor.

Unutmayalım: Önlenebilir ölümler kader değildir ihmaldir…