Kayseri'de tanınmış iş insanının eşi hayatını kaybetti!
Kayseri'de tanınmış iş insanının eşi hayatını kaybetti!
İçeriği Görüntüle

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, PKK’nin silah bırakma kararını “tarihi bir adım” olarak nitelendirdi, ancak bu adımın kağıt üstünde kalmaması için siyasetin gerçek anlamda sorumluluk alması gerektiğini söyledi. Doğan’a göre, barış söylemleri artık toplumda karşılık bulmuyor; halk, yıllardır vaat edilip tutulmayan sözler yerine, sahada somut adımlar görmek istiyor.

Beklentimiz net, laf değil icraat
Partisinin MYK toplantısı sonrası basın açıklaması yapan Ayşegül Doğan, PKK’nin Süleymaniye’deki silah bırakma kararını “unutulmayacak bir gün” olarak tanımladı. Ancak bunun hemen ardından ekledi: “Bu tarihi adım, sadece bir başlangıç olabilir. Süreç, ancak demokratik siyaset alanı genişletilirse anlam kazanır.”

Peki, gerçekten bu adımlar atılacak mı? Türkiye’nin geçmişte benzer süreçlerde yaşadığı hayal kırıklıkları, toplumda büyük bir güvensizlik yarattı. Dolayısıyla bu açıklamaların halkta heyecan yaratmaktan çok, “yine mi aynı senaryo?” kaygısını doğurduğu gözlemleniyor.

Çözüm süreci yeniden mi yoksa aynı döngü mü
Doğan’ın açıklamalarında, çözüm süreci benzeri bir zemine dönüldüğü izlenimi güçlü. DEM Parti’nin İmralı Heyeti’nin hem Adalet Bakanı hem de MHP lideri Bahçeli ile görüşeceğini açıklaması dikkat çekerken, ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile temas kurulacağı bilgisi de verildi. Bu temaslar sonrasında İmralı’ya ziyaret planlandığı belirtildi. Ancak kamuoyunun aklındaki soru net: “Bu görüşmeler gerçekten çözüm odaklı mı, yoksa yine siyasi vitrin çalışmaları mı?

Fonksiyonel komisyon çağrısı: Temsiliyet kimin elinde olacak?
Doğan, kurulması planlanan çözüm komisyonunun “çoğulcu, işlevsel ve sonuç alıcı” olması gerektiğini vurguladı. Ancak bu sözler de geçmişte duyulan ve hiçbir zaman hayata geçmeyen iyi niyet temennilerini hatırlatıyor. Gerçekten toplumun tüm kesimlerini yansıtan bir yapı mı olacak, yoksa belirli güç dengelerine göre şekillenmiş bir ‘görüntü’ mü sunulacak, şüpheler baki.

Risk almaktan korkmuyoruz açıklaması ne kadar samimi?
Doğan’ın “Seçmen kaygısıyla değil, yaşam siyasetini savunarak buradayız” sözleri iddialı ama bir o kadar da sorgulanmaya açık. Türkiye siyasetinde oy tabanı kaygısıyla birçok kez ilkelerden geri adım atıldığı görüldü. DEM Parti bu konuda samimiyse, bu süreçte sadece konuşmak değil, taşın altına elini koymak zorunda kalacak.

Öcalan’ın özgürlüğü
Gazetecilerin Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne ilişkin sorusuna, “Tartışmasız bir taleptir” yanıtını veren Ayşegül Doğan, “Toplum özgürleşmeden birey özgürleşmez” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, çözüm süreci boyunca tartışmalı hale gelen Öcalan merkezli taleplerin yeniden gündeme taşınacağı sinyalini verirken, kamuoyunda “barış süreci mi, meşruiyet pazarlığı mı?” sorularını da beraberinde getirdi.

Barış ve demokratik siyaset söylemleri her dönem siyasetin en güçlü kartı oldu. Ancak bu kart, halkın güvenini kazanmak yerine defalarca kırılmış hayallerin sembolü haline geldi. DEM Parti'nin çağrıları kulağa umut verici gelse de, toplumun büyük kesimi artık vaatlere değil, sahada somut değişimlere bakıyor.

Eğer gerçekten yeni bir yolun eşiğindeysek, önce o yolun taşları döşenmeli. Yoksa bu söylemler bir kez daha siyasetin arşivine ‘iyi niyetli ama sonuçsuz’ birer metin olarak kaldırılacak.

Kaynak: Haber Merkezi