İnsanın kendine en çok düşman olduğu an, bir çikolata paketini ısırmayıp sadece kokladığı andır! Diyet yapanların büyük bölümü tartıya değil, ruh haline yeniliyor. Çünkü mesele sadece kalori değil; irade savaşı, sosyal baskı, yoksunluk hissi ve sürekli “yeme” çağrısı yapan beyin kimyasıyla baş etmek!

Peki, neden diyet yaparken sadece kilo değil, moral de giderek eriyor? İşte tam da bu sorunun cevaplarını arıyorsanız, haberimizin devamı size çok şey anlatacak.

Beyin, Yasaklara Karşı İsyan Başlatıyor

Diyet yaparken bazı gıdaları “yasaklı” ilan ettiğinizde, beyin bu durumu bir tehdit gibi algılıyor. “Yasaklı” olan yiyecekler daha cazip hale geliyor ve beyin ödül sistemini tetikliyor. Bu da iştah artışına, yeme krizlerine ve ardından suçluluk hissine yol açıyor. Kısacası diyet listeniz değil, beyniniz isyan ediyor!

Kan Şekeri Düşer, Ruh Hali Yokuş Aşağı Gider

Özellikle karbonhidratı kesen diyetlerde ani kan şekeri düşüşü, sinirlilik, öfke patlamaları ve halsizlik gibi belirtilere neden olabilir. Bu da kişinin sosyal ilişkilerini etkiler, iş performansını düşürür ve genel yaşam kalitesini bozar.

Sürekli Tartılmak, Takıntıya Dönüşebilir

Kilo verme sürecini rakamlara bağlamak, her gün tartıya çıkmak ve gram hesabı yapmak kişide stres yaratır. Kilo vermediğini gören bireylerde motivasyon düşer, hatta depresif ruh hali oluşabilir. Tartıdaki her “eksi” ya da “artı” ruh halinde dalgalanmaya neden olur.

Toplumun Zayıf Takıntısı Psikolojik Baskıyı Artırır

Sosyal medya, televizyon ve çevreden gelen “ince olmalısın” mesajları, diyet yapan bireylerin üzerine psikolojik bir yük daha bindirir. Sadece fiziksel değil, zihinsel bir savaşın içinde kalınır. Bu da “asla yeterli olamıyorum” hissiyle kişiyi yıpratır.

Yemeği Sadece Besin Değil, Duygu Olarak Görüyoruz

Celal Bayar Anadolu Lisesi'nden doğaya dönüş projesi
Celal Bayar Anadolu Lisesi'nden doğaya dönüş projesi
İçeriği Görüntüle

Birçok kişi için yemek, yalnızlıkla baş etme, ödül kazanma ya da stres azaltma aracıdır. Diyetle birlikte bu duygu düzenleyici unsur ortadan kalkınca, kişi duygusal boşluk hissedebilir. Bu durum anksiyete, depresyon gibi sorunlara bile yol açabilir.

Mükemmeliyetçilik Diyetin Düşmanı Olabilir

“Ya hep ya hiç” mantığıyla yapılan diyetler, bir gün “kaçamak” yapılınca tamamen bırakılabiliyor. Bu da kişide yetersizlik hissi yaratıyor ve özgüveni zedeliyor. Oysa sürdürülebilir bir beslenme alışkanlığı, esneklikle başarılır.

Bedenle Zihni Aynı Anda Beslemek

Diyet sadece kalori kısıtlaması değil; aynı zamanda psikolojik bir süreçtir. Bu süreçte profesyonel bir diyetisyenle birlikte bir psikologdan destek almak, çok daha sağlıklı sonuçlar doğurur. Duygusal yeme farkındalığı kazanmak ve kendinize karşı daha şefkatli olmak bu süreci kolaylaştırır.

Kaynak: Haber Merkezi