İddialara göre İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü’ne profesör öğretim üyesi alınacağına dair bir kadro ilanı yayımladı. İlanda dikkat çekici şartlar vardı: Dinler Tarihi alanında doçent unvanı almış olmak, bu alanda bilimsel çalışmaları bulunmak ve öğretim üyeliği tecrübesine sahip olmak.
Bu özel şartların, 18 Eylül 2025 tarihinde görev süresi sona eren Diyanet eski Başkanı Ali Erbaş’ın özgeçmişiyle birebir örtüştüğü yorumları yapılıyor. Akademik çevrelerde “ilan tamamen Erbaş’a yönelik hazırlanmış” eleştirileri yükseldi.
Erbaş’ın akademik geçmişi: İlanda arananlarla tam uyum
Ali Erbaş’ın akademik kariyeri, ilan koşullarıyla dikkat çekici bir şekilde örtüşüyor:
• 1993 yılında Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı’na yardımcı doçent olarak atanmış
• 1997–1998 yıllarında Türkiye’ye dönüş; Kasım 1998’de doçentlik
• Ocak 2004’te profesör unvanını elde etmiş
• 1993–2006 yılları arasında Dinler Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanlığı ve Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Başkanlığı görevleri yürütmüş.
Bu özellikler, ilan şartlarıyla adeta aynı dilde konuşuyor. Dolayısıyla ilan kamuoyunda “kişiye özel” şeklinde yorumlanıyor.
Geri dönüş mü, yeni statü mü?
İlanın ardından kulislerde “Ali Erbaş yeniden sahneye mi dönüyor?” yorumları dolaşıyor. Bazı haber kaynakları, söz konusu ilan sayesinde Erbaş’ın akademik hayata adım atacağı ya da görev alacağı yönünde senaryoları dillendiriyor.
Öte yandan ilan koşulları ve aday kriterlerinin şeffaflığı, üniversitenin kurumsal itibarı açısından da tartışma konusu oldu. Kimi uzmanlar, “Kurum ismiyle, kişiye özel ilan iddiaları birlikte anılmamalıdır” uyarısını yapıyor.
Kamuda atama süreçlerinde dikkat gerek
Bu olay, kamu kurumlarında özel ilanlarla kadro açılması, atama süreçlerinin şeffaflığı ve liyakat ilkesi tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.
Hem akademik camiada hem de kamu vicdanında, “ilan şartlarının genel adayları kapsayıp kapsamadığı” önemli bir soru haline geldi.
İlanın duyurulmasıyla birlikte, kamuoyundan ve akademi dünyasından eleştiriler gelmeye devam ediyor.
