Kayseri iş dünyasında yankı uyandıran ciddi iddialar, Organize Sanayi Bölgesi’ndeki (OSB) birçok sanayicinin yaşadığı mağduriyetle yeniden gündeme geldi. Gazeteci Azim Deniz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla, bazı sunta tedarikçilerinin haksız stokçuluk ve gizli tefecilik uygulamalarıyla sanayicileri zor durumda bıraktığını öne sürdü.
Deniz’in paylaşımında yer alan bilgilere göre, OSB’de faaliyet gösteren birçok iş insanı, son dönemde bazı tedarikçilerin piyasa manipülasyonu yaparak temel hammaddeye erişimi zorlaştırdığını ve bu yolla haksız stokçuluk yaptığını ifade ediyor. Ayrıca, yüksek vade farkları adı altında işletilen sistemin, “gizli tefecilik” şeklinde işlediği iddia ediliyor.
Sanayiciler, bu durumun ticari ilişkilerde büyük dengesizlikler yarattığını, finansal baskı altında kalan işletmelerin ahlak dışı bir sömürü düzenine maruz kaldığını belirtiyor. Ancak birçok mağdur, kamuoyu önünde rencide olma veya misillemeye uğrama korkusuyla şikayetçi olamıyor.
Durumun ciddiyetine dikkat çeken Gazeteci Azim Deniz, paylaşımında emniyet birimlerine çağrıda bulunarak şu ifadeleri kullandı:
“Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’ndeki birçok iş insanı, bazı sunta tedarikçilerinin uygulamalarından dolayı büyük mağduriyet yaşıyor. Haksız stokçulukla piyasa manipüle ediliyor, yüksek vade farklarıyla ticaret ahlak dışı bir sömürüye dönüştürülüyor. Mağdurlar ise misilleme korkusuyla sessiz kalıyor. KOM ve Mali Şube! Zorda kalan esnafın ve sanayicinin hakkını korumak için bu iddiaları re’sen (kendiliğinden) soruşturun.
Unutmayalım: Kayseri’de konuşulan, galericiler üzerinden yürütülen tefecilik faaliyetleri dahil, hiçbir yasadışı finansal eyleme tolerans gösterilmemelidir. Şehrimizin ticari onuru ve ahlakı korunmalıdır!”
Bu paylaşım, kısa sürede şehirde büyük yankı uyandırdı. Birçok sanayici ve vatandaş, “Kayseri’nin ticari onuru korunmalı” çağrısına destek verirken, yetkililerin konuyu incelemesi yönünde beklentiler giderek artıyor.
Kayseri iş dünyasında uzun süredir dillendirilen bu tür iddiaların, resmi soruşturmayla aydınlatılması ve ekonomik etik çerçevenin yeniden güçlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
