Kayserinin kışları aynı kalırken, insanları ekiden farklı alışkanlıklara sahipti. Yün çoraptan sobalı evlere, kat kat giyimden sürekli harekete kadar birçok neden, geçmişte soğuğun daha az hissedilmesini sağlıyordu.
Kayseri’de kar yağışının etkili olması ve soğuk havaların gelmesiyle “Eskiden insanlar bu kadar üşümezdi” düşüncesi akıllara gelmeye başladı. Uzmanlar önceden de kışların aynı soğuklukta hatta daha soğuk olduğunu belirtiyor. Hava sıcaklıkları aynı da olsa eskiden insanlar soğuğa karşı daha dayanıklı oluyordu.
Sobalı Evlerde Yaşanıyordu
Eski Kayseri’de insanlar her odanın 24-25 derece sıcaklıkta olduğu evlerde değil, sobalı ve tek bir alanın fazla ısındığı diğer alanların 16-18 derece evlerde yaşıyordu. İnsanlar dışarı çıktığında ani bir sıcaklık şoku yaşamayarak, soğuğu daha az hissediyordu.
Soğuğa Kat Kat Giyinerek Önlem Alınıyordu
Kayseri’de vatandaşlar giyinirken sadece sıcak kalmayı amaçlar, yün içlikler, kalın kazaklar, yelekler ve paltolar üst üste giyilerek soğuğa önlem alınırdı. Kayseri’de özellikle tercih edilen patik, yün çorap ayakların sıcak kalmasını sağlar ve vücudun ısı dengesini korumakta önemli rol oynardı.
Hareket Etmek Soğuğu Engelliyor
İnsanlar günlük yaşamda daha aktif rol alır, yürür, çalışır, taşır ve hareket ederek, vücudun kendi ısısını üretmesini sağlıyor, soğuğun etkisini azaltarak fiziksel tempo oluşturuyor.
Eskiden kışın bere, atkı ve eldivensiz dışarı çıkmak neredeyse düşünülmezdi. Isı kaybının en fazla olduğu bu bölgeler korunduğu için soğuk hava daha katlanılabilir hale geliyordu.
Soğuk Hayatın Bir Parçası Olarak Düşünülüyordu
Psikolojik bir etken olarak da soğuk, hayatın doğal bir parçası olarak kabul edilerek ona göre hareket edilir ve her ortamın sıcak olması beklentisi olmazdı. Hem vücut hem zihin, soğukla yaşayabiliyordu. Bugün insanların hareketsiz olması ve ince giyinmesi üşüme hissini artırıyor.
