Sosyal medya fenomeni Özlem Altınok Öz, eşi Tayyar Taylan Öz ve şirket ortağı İbrahim Karaorhanlı, “mal varlığı değerlerinin gayri meşru kaynağını gizlemek” suçlamasıyla 3 ila 7 yıl arası hapis istemiyle yargılandıkları davada bugün hâkim karşısına çıktı.
Mahkeme, ara kararında Medelina Sağlık ve Reklam Hizmetleri Ltd. Şti. üzerindeki el koyma ve kayyım kararının kaldırılmasına hükmederken, sanıklar için uygulanan adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verdi.
Soruşturma Süreci Nasıl Gelişti?
Fenomen çift ve şirket ortağı hakkında, “ilgi çekici paylaşımlarla sahte marka algısı oluşturmak ve düşük maliyetli ürünleri yüksek fiyatlarla satmak” iddiaları üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı.
Soruşturmanın ardından hazırlanan iddianamede, MASAK tarafından düzenlenen raporda şirket üzerinden yapılan e-ticaret işlemlerinde sahtecilik ya da örgütlü suç faaliyeti bulunmadığı, bu nedenle resmi belgede sahtecilik, örgüt üyeliği ve kooperatif dolandırıcılığı suçlarından takipsizlik kararı verildiği belirtildi.
Ancak vergi incelemesi, şirket üzerinden gerçekleştirilen işlemlerde vergi kaçakçılığı yapıldığını ve kamunun 10 milyon lira zarara uğratıldığını ortaya koydu. Cezai toplamın 51 milyon lira olduğu tespit edilirken, bu gelirlerin aklandığı yönündeki değerlendirmeyle kamu davası açılmasına yeterli delil bulunduğu iddianameye yansıdı.
'Bu süreç beni çok yıprattı'
Sanık kürsüsünde konuşan Özlem Altınok Öz, şu ifadeleri kullandı:
“Biraz hüzünlüyüm böyle bir şeyle suçlandığım için. Suçlamaları kabul etmiyorum. 4 çocuk annesiyim, hayatım onlarla geçiyor. Bu olaylardan dolayı düşüğüm de oldu. Beraatımı istiyorum. Böyle bir suçlama içerisinde kendimi bulmak beni çok üzdü. Babamın emekli maaşına tedbir kondu. Bunların artık son bulmasını istiyorum. Ev sahibi evden çıkmamızı istiyor"

'100 bin lira gelirim var'
Tutuksuz sanık Tayyar Taylan Öz ise savunmasında sosyal medya faaliyetlerinin gelişim sürecini anlatarak şunları söyledi:
“Suçlamaları reddediyorum. 100 bin lira gelirim var. Sosyal medyadan paylaşımlar yapmaya başladık. Bu paylaşımlar nedeniyle sayfam giderek büyümeye başladı. Hesabım büyüdükten sonra ticarete girmeye karar verdik ve bu konuda başarılı olamadık. Sonra İbrahim Bey'le ortak olduk ve büyük başarı elde ettik. Sosyal medyada hakkımızda karalama başladı. Ticaretimizin tamamı faturalı ve vergi şeklinde yapılmasına rağmen kara para denildi. Kara paraya dair bir şey yokken, bu süreçle karşı karşıya kaldık"
Öz, ayrıca aile içi maddi hareketliliğe ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“E-ticaretten büyük satışlar yaptık. Bu satışları faturalı şekilde sattık. Yüksek miktarda vergiler ödedik ancak hakkımızda sosyal medyada haksız karalamalar yapıldı ve dava açıldı. Açılan dava, tedbirler nedeniyle mağdur olduk. Beraatımı talep ediyorum. Kardeşimin hesabına gelen paralar konusunda aile içi borç durumu. Biz o dönemde sosyal medya reklamları yaparken ödemeler o hesaba geçti. MASAK raporunu kabul etmiyorum. Engin Polat ve şirketlerinin reklamları eşim tarafından sosyal medya üzerinden yapılmıştır. Bundan dolayı bir alacağımız oluştu. Benim de aile içi maddi tasarruflarım nedeniyle alacağımız para kardeşim Tacettin'in hesabına yatırılmıştır"

'Suçlamaları kabul etmiyorum, maddi olarak zorlandım'
Tutuksuz sanık ve şirket ortağı Karaorhanlı, yazılı savunmasını mahkemeye sunduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Ben suçlamaları kabul etmem. Benim hakkımda hiçbir şikayet yoktu. MASAK raporlarında Bülent Cihan Timur örgüt yöneticisi olarak gösterilirken, bu şahıs hakkında hiçbir tedbir uygulanmamış, ismi medyada geçmemiştir. Şirketin, benim ve diğer sanıkların, yakınlarının mal varlığı üzerine tedbir konulmuştur. Olay basına sızdırıldığı gerekçesiyle hakkımızda dava açılmıştır. Alınan raporlarda kayıt dışı satış olmadığı belirtilmiştir. Vergi suçu öncül suç olarak değerlendirilemez. Bu konuda açılmış başka dava olmadığını biliyorum. Bu olayda maddi olarak zor günler geçirdim. Benden danışmanlık aldılar, Özlem Hanım ürünlerin reklamlarını yaptı. Soruşturma aşamasında borçlanarak zararı olan parayı ödedim. Tedbirlerin kaldırılacağı söylenmesine rağmen dava açılıp, mahkemenin takdirine bırakıldı"
Kayyım Kaldırıldı, Adli Kontrol Devam Edecek
Cumhuriyet savcısı, dosyadaki mevcut tedbirlerin sürdürülmesi ve eksik işlemlerin tamamlanmasını talep etti.
Mahkeme heyeti ise şirket üzerindeki el koyma ve kayyım kararının kaldırılması, sanıkların ise adli kontrol şartıyla yargılamasına devam edilmesi yönünde karar verdi.
Duruşma, 26 Şubat 2026 tarihine ertelendi.





