Eski İçişleri Bakanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 2019 yılında yaşanan “veri kopyalama” sürecine ilişkin dikkat çekici belgeleri kamuoyuyla paylaştı.
Soylu, paylaşımında CHP’nin kendisini savunmasında referans göstermesine sert tepki göstererek şu ifadeleri kullandı:
“Allah düşürmesin… Her ihtimali düşünürdüm de; CHP olarak kendinizi savunmak için beni referans yapacağınızı aklıma hiç getirmezdim. Genç adamlarsınız… Siyasetinizi kirletmeyin.”
Mahkeme kararı: “Yürütmenin durdurulması talebi kabul edildi”
Soylu’nun paylaştığı belgeler arasında yer alan İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 2019/1059 esas numaralı kararı, 2019 yerel seçimlerinin hemen ardından İBB’nin aldığı veri kopyalama talimatına ilişkin yürütmenin durdurulması kararını içeriyor.
Mahkeme, Yüksel Akyol ve Ömer Faruk Kalaycı tarafından açılan davada, İBB Meclisi’nin ve belediye müfettişlerinin “belediye veri tabanı ve altyapısında her türlü inceleme ve araştırma yapma, veri tabanı ve altyapıyı kopyalama” işleminin iptali istemiyle açılan davayı inceledi.
Kararda şu ifadeler yer aldı:
“Olayda, iptali talep edilen işlem konu itibariyle uygulanmakla etkisi tükenecek nitelikte olduğundan, davalının savunması alınmaksızın yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne.”
Mahkeme, belediyeden söz konusu işlemin hangi gerekçelerle yapıldığını, hangi birim tarafından yürütüldüğünü ve “elektronik veri tabanının ve altyapısının kopyalanmasının” neden gerekli görüldüğünü açıklamasını istedi.
Ayrıca, İBB’nin “elektronik veri tabanının kopyalanmamasını neden tercih etmediğine” dair bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulmasına karar verdi.
İçişleri bakanlığı kararı: “Soruşturma izni verilmemesine”
Süleyman Soylu’nun paylaştığı ikinci belgede ise, İçişleri Bakanlığı’nın 02 Eylül 2019 tarihli kararı yer aldı. Söz konusu belgede, İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 02 Mayıs 2019 tarihli kararına atıfta bulunularak şu ifadeler yer aldı:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının 22.04.2019 tarihli işlemi, ihdas edildiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere tüm incelenmeye alınarak ortadan kaldırılmıştır. Bu durumda davanın konusu kalmamıştır.”
Belgede, İBB’nin hukuksuz olduğu değerlendirilen talimatı geri çektiği ve işlemi sonuçsuz bıraktığı ifade edildi. Bunun üzerine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “soruşturma izni verilmemesine” karar verildi.
İçişleri Bakanlığı yazısında şu ifadeye yer verildi:
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluşlarının elektronik veri tabanı ve altyapılarını kopyalama talimatı vermiş olmasına rağmen, daha sonra verdiği ikinci bir talimatla ilk talimatını ortadan kaldırarak geri adım atan ve bu suretle işlemi sonuçsuz bırakan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında ‘Soruşturma İzni Verilmemesine’ karar verilmiştir.”
Karar, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un 6’ncı maddesi uyarınca alındı.
Belgede, kararın tebliğden itibaren 10 gün içinde Danıştay Birinci Dairesine itiraz yolu açık olduğu da belirtildi.
Yazının altında dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun imzası yer aldı.
Soylu: “Casusluk yargılaması seçim sonrası işlemlerle ilgili”
Soylu, paylaşımında 2019’daki süreci hatırlatarak, İBB’nin ilk talimatının mahkemece durdurulduğunu, ardından Başkan İmamoğlu’nun “hukuksuz görevlendirmeyi geri çektiğini” belirtti.
Soylu açıklamasında, “Bu nedenle İçişleri Bakanlığı’nın başlattığı soruşturma da doğal olarak konusu kalmadığından kapatılmıştır.” ifadelerini kullandı.
Açıklamasında ayrıca şu değerlendirmelere yer verdi:
“Bu tarihten sonra, unutmayınız; İBB’ye tekrar seçime kadar Bakanlık tarafından başkanvekili görevlendirilmiştir. Savunmaya kalktığınız durum sizi daha zor duruma düşürüyor. Çünkü bugünkü yargılamadan da anlaşılıyor ki, yargılama konusu işlemler (casusluk) Haziran 2019 seçiminden sonra gerçekleşen işlemlerdir.”
Soylu, paylaşımının sonunda şu sözlerle muhalefete yüklendi:
“Üzüntüm şudur: Aklını ve ahlakını yitirmiş tek merkezin, siyasetçileri dahil herkesi trol hâline getirme kabiliyetidir.”
