Nvidia’nın beklentiyi aşan kâr açıklamasının tüm dünya borsalarında rahatlama etkisi yaratmasını “tehlikeli kırılganlık” olarak yorumladı. Ona göre bu tepki, piyasanın tek bir şirketin bilançosuna bağımlı hale geldiğini gösteriyor. Yapay zekâya bağlı büyük finansal hareketlerin henüz iş dünyasında tam bir dönüşüm yaratmaması da balon ihtimalini güçlendiren unsurlar arasında. Yeşilada, bu tabloyu “herkes aynı hikâyeye inanıyor, işte en tehlikeli nokta bu” şeklinde özetledi.
Dolar likiditesi neden tehlikeli bir aşamaya geldi?
FED’in bilanço küçültmeye devam etmesi ve bankaların serbest rezervlerinin kritik seviyelere gerilemesi küresel dolar likiditesinde belirgin bir daralmaya yol açtı. Yeşilada, bu durumun özellikle gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışlarını hızlandırabileceğine dikkat çekti. Dolar endeksindeki sert yükselişin riskli varlıklardan kaçışı tetiklediğini belirterek, “Bu Türkiye’yi yıkmaz ama dış borçlanmayı çok zorlaştırır” değerlendirmesinde bulundu. Likidite sıkışması devam ettiği sürece gelişmekte olan ülkelerin finansman koşullarının daha da zorlaşacağı görüşünde. Özellikle dolar kıtlığının derinleşmesi durumunda, fon akımlarının çok daha sert yön değiştirebileceğini ifade etti.
Gölge bankacılık yeni krizin merkezinde olabilir
Yeşilada’nın en dikkat çekici uyarılarından biri özel sermaye fonları ve private credit piyasalarıyla ilgili oldu. Bu yapıların önemli bir kısmının değerlemesi şişirilmiş tahvillerle dolu olduğunu belirtti. Ona göre bu kuruluşlardan birinin batması durumunda zincirleme bir reaksiyon ortaya çıkabilir. Avrupa Merkez Bankası ve IMF’nin aynı konuda alarm vermesinin riskin ne kadar geniş bir ölçeğe yayıldığını gösterdiğini ifade etti. Gölge bankacılığın düzenleme dışı kalması, olası bir çöküşün tıpkı 2008’deki mortgage krizine benzer etki yaratabileceği endişesini büyütüyor.
Türkiye için sistemik risk oluşturan üç başlık
Yeşilada, Türkiye’nin küresel krize göre daha dayanıklı olabileceğini ifade ederken yine de üç önemli iç riskin altını çizdi. İlk risk, şirket operasyonlarıyla birlikte artması muhtemel konkordato zinciri. İkinci başlık ise elektronik ödeme şirketlerine yönelik soruşturmaların, FATF baskısıyla daha da yoğunlaşma ihtimali. Üçüncü başlık olarak fonlarda yaşanan ödeme gecikmelerini gösteren Yeşilada, talebin karşılanamaması durumunda paniğin hızla büyüyebileceğini söyledi. Özellikle serbest fonlardaki gecikmelerin Borsa İstanbul’da sert düşüşleri tetikleyebileceğini ifade etti. Küçük ölçekli hisselerde riskin çok yükseldiğini belirterek, “BIST 30 veya BIST 100 daha güvenli ama alt katmanlar Rus ruleti gibi” sözleriyle yatırımcıları uyardı.
2026 için karamsar tablo
Atilla Yeşilada, tüm bu risklerin aynı dönemde birikmesinin 2026’yı oldukça çalkantılı bir yıl haline getirebileceği görüşünde. Faiz indirimlerinin durması, doların güçlenmesi ve sert piyasa düzeltmelerinin yaşanması olası senaryolar arasında. Analizini “Ayı piyasasına girmeden sert bir düzeltme yaşamak en iyisi olur, yoksa 2026’nın ilk çeyreği çok karışacak” sözleriyle tamamladı.



