Asgari ücret, milyonlarca çalışan için yalnızca bir maaş değil; hayat standardını belirleyen temel bir gösterge hâline geldi. 2025 yılı ikinci yarısında zam yapılmaması, çalışanların geçim mücadelesini daha da zorlaştırdı. Şu an uygulanan 22 bin 104 TL'lik net asgari ücret, pek çok kesim tarafından yetersiz bulunuyor. Yüksek enflasyon, temel tüketim harcamalarının hızla artmasına neden olurken, alım gücündeki gerileme dikkat çekiyor. Bu koşullar altında, Ocak 2026’da yapılacak ücret artışı daha da önemli hâle geldi. SGK Uzmanı Özgür Erdursun ise bu konuda ilk tahmini veren isimlerden biri oldu.
Ücretler enflasyonun bile altında kalabilir
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in son açıklamalarına atıfta bulunan Erdursun, fiyat artışlarının devam edeceğini ancak oranların geçmişe kıyasla daha düşük olacağını belirtti. Şimşek'in “Enflasyon düşecek ama bu fiyatların gerileyeceği anlamına gelmez” sözlerini hatırlatan Erdursun, ücret artışlarının enflasyonun bile gerisinde kalabileceğine dikkat çekti. Özellikle sabit gelirli kesim için 2026 yılının zorlu geçeceğini vurguladı. Gelirlerin fiyat hareketliliğine yetişememesi, alım gücünde yeni kayıplara yol açabilir. Bu durum, beklentilerin daha temkinli bir düzeyde kalmasına neden oluyor.
Küçük işletmelerde alarm zilleri çalıyor
Sadece ücretliler değil, kendi işini yapanlar da zorluklarla karşı karşıya. Erdursun, özellikle esnaf ve küçük ölçekli işletmelerin mevcut ekonomik koşullarda ayakta kalmakta zorlandığını ifade etti. Faiz oranlarının yüksek seyretmesi ve krediye ulaşımın kısıtlı olması, işletmelerin finansal yükünü artırıyor. Bu durumun sürdürülebilir olmadığına işaret eden Erdursun, “Küçük işletmelerin çoğu şu anda uzatmaları oynuyor” ifadesini kullandı. Finansmana erişimin kolaylaşmaması durumunda, ekonomik daralma riski daha da artabilir.
Zam oranı için ilk tahmin: Yüzde 20
2026 yılı asgari ücreti için öngörüsünü de paylaşan Erdursun, iyimser bir senaryoya göre zam oranının yüzde 20 olabileceğini belirtti. Bu oran gerçekleşirse, mevcut asgari ücretin 22 bin 104 TL’den 26 bin 524 TL’ye yükselmesi bekleniyor. Ancak bu artışın, özellikle temel ihtiyaçlara yönelik fiyatlara yetişip yetişemeyeceği ise tartışmalı bir konu. Erdursun’un “En iyi ihtimal” ifadesiyle yaptığı bu tahmin, yıl başında yapılacak resmi açıklama öncesi önemli bir referans noktası olarak değerlendiriliyor.
Beklentiler ve gerçekler arasında sıkışanlar
Sabit gelirle geçinmeye çalışan milyonlarca kişi, yapılacak her açıklamayı yakından takip ediyor. Ancak mevcut ekonomik koşullar, büyük sıçramalı artışların önünü kesiyor. Gelir seviyesinin korunması kadar, sosyal yardımlar ve vergi düzenlemeleri de çalışanların refah düzeyini doğrudan etkiliyor. Asgari ücret artışının yalnızca bir rakamdan ibaret olmadığı; aynı zamanda kamu çalışanları, özel sektör maaşları ve emekli ödemeleri üzerinde de belirleyici olduğu biliniyor. Ocak 2026 yaklaşırken, kamuoyunun beklentisi ile karar vericilerin uygulamaları arasındaki mesafe merak konusu olmaya devam ediyor.